Pembe tablolar ve kan ağlayan esnaf

BAŞBAKAN AKP Grubu’nda ekonomik durum hakkında bilgi verirken ben saç tıraşı oluyordum.

Erdoğan ekonomik göstergelerde iyileşmeler olduğunu ballandıra ballandıra anlatıyordu.

Bir önceki aya göre, kapasite kullanımının 3.6 artış kaydettiğine dikkati çekiyordu.

"Şubat ayından mart ayına işgücü arzı yaklaşık 342 bin kişi artmış. Buna rağmen işsiz sayımız 25 bin kişi azalmış durumda. Yani 367 bin kişi bu dönemde işe yerleşmiş ki bu da son derece sevindirici ve umutlandırıcı bir gelişme olarak karşımızdadır" diyordu.

Başbakan özetle krizin etkisinin azalmaya başladığını vurguluyordu.

Beni tıraş eden berber "Palavra abi. Bütün söyledikleri palavra" dedi.

Geçen gün malzeme almak için Tahtakale’ye gittiğini, sokakların bomboş olduğunu, kimsenin alışveriş yapmadığını anlattı, sonra şöyle dedi:

"Esnaf kan ağlıyor abi. Siftah yapmadan dükkan kapattıklarını söylüyorlar. Başbakan’ın herhalde çevresinin işleri iyi, yoksa halk perişan, piyasa kan ağlıyor."

* * *

Geçenlerde bir arkadaşım evdeki bazı tamiratlar için bir usta çağırmış.

Eskiden eve gelmeye nazlanan usta şimdi ikiletmeden bütün gün dükkánını kapatmış.

Arkadaş nedenini sormuş, "İş yok ki, dükkánda boşu boşuna oturuyoruz" demiş.

Yine bir arkadaşım anlattı:

Bir market reyonlarda çalışacak elemanlar arıyormuş.

Yüzlerce başvuru olmuş.

Market, başvuranlara bir form doldurtuyormuş. En ilginç yanıt da formdaki "Ne ücret talep ediyorsunuz?" sorusuna verilen yanıtlarmış.

Başvuruda bulunanların hemen hemen tamamı o soruya yanıt olarak "Asgari ücret" diye yazıyormuş. Başbakan istediği kadar pembe tablolar çizsin, gerçek böyle.

Başbakan partisinin grubunda konuşurken Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz da Ankara Sanayi Odası meclis toplantısında görüşlerini açıklıyordu.

Yılmaz, Başbakan gibi tozpembe tablolar çizmedi:

"Bu iyileşme artıya geçiş değil, kütleşmenin hızının yavaşlaması. Bir tünele girdik. Zifiri karanlıktı. Bir ışık gördük, bu ışık öbür tarafa çıkış mı, yoksa üzerimize gelen bir araba mı?"

* * *

Gelelim "temiz arkadaş" RTÜK’ün anlı şanlı başkanı Zahid Akman olayına...

Bu arkadaşın yemediği herze kalmamış.

Ama hálá direniyor, hálá yaptıklarının tümünü yadsıyor.

"Temiz arkadaş" hakkında "nitelikli dolandırıcılık" iddiasıyla Almanya’da tam yedi soruşturma yürütülüyor.

Kurdukları konut kooperatifinde 1600 insandan para toplayıp bunları iç etmek suçundan bu "temiz arkadaş" ile 18 kişinin yargılanması sürdürülüyor.

Ama "temiz arkadaş" bütün suçlamaları yadsıyor, kendisine iftira edildiğini kameraların karşısına geçip söyleyebiliyor.

Almanya’ya girdiğinde sorgulanacağı yolundaki belgeyi değiştirip Türk basınına gösteren "temiz arkadaş", Alman makamlarının belgede tahrifat yaptığını açıklamalarına rağmen hálá "Belge sahte değil" diyor.

Ben merak ediyorum, Akman hiç aynaya bakmıyor mu?

Geceleri nasıl rahat uyuyabiliyor?

İnsan bu işlere nasıl bu kadar şerbetli olabiliyor?
Yazarın Tüm Yazıları