Onurlu ve yürekli insanlar da var

ŞAKA değil, yaş 96...

Ama bu insan yüreğinde bu ülkenin vatandaşı olmanın sorumluluğunu taşıyor.

Haberin Devamı

Havanın soğuğuna aldırmadan kalkıyor, Tekel işçilerinin çadırlarına gidiyor.

Onlarla kucaklaşıyor, “Bu büyük bir devrim direnişi” diyor.


Onların dertlerini paylaşıyor, bütün yüreğiyle onlara destek veriyor.


Sonra kalkıyor Genelkurmay Başkanlığı’nın önüne gidiyor.


“TSK’ya siper olmaya geldim. Askerlerimizi desteklemeliyiz. Cumhuriyeti ordumuz kurdu. Asker bizim canımız”
diyor.


Son iki yıldır içerden ve dışardan yönlendirilen saldırılarla morali bozulan askere moral vermek istiyor.


Bu yürekli, onurlu davranışın sahibi 96 yaşındaki Sümerolog Prof. Dr. Muazzez İlmiye Çığ.


Bu saygın insan, AKP’nin yarattığı korku toplumunda ağzını açmamak için köşe bucak saklananlara örnek olsun.

* * *

Haberin Devamı


Tekel işçisinin direnişine yüreğini kapatan AKP iktidarı yakında büyük fatura ödeyecek.


Bu eylemin gücü yalnız yurtiçini değil, yurtdışını da sallamaya başladı.


Dünya ve Avrupa sendikalar konfederasyonları ITUC ile ETUC, Tekel işçilerine destek için bir uluslararası eylem günü düzenleyecekler.


Dünyadaki milyonlarca işçi Tekel işçisinin yanında olduklarını dünyaya duyuracaklar.


Avrupa Demokratik Haklar Konfederasyonu, Tekel işçilerine destek amacıyla geçtiğimiz hafta içinde Avrupa’nın 25 kentinde bir günlük açlık grevi eylemi gerçekleştirdi.


Bütün bu tepkilere karşın AKP hükümeti “Biz verdiğimizi verdik. Ya kabul ederler ya da işsiz kalırlar” diyor.


Başbakan da işçilere ay sonuna kadar süre veriyor.


Peki işçi haklarından vazgeçmeyip eylemi sürdürürse ne olacak?


Ne olacağı belli.


İşçinin barındığı çadırlar başlarına yıkılacak.


Bizim millet yemez

 

SİZ söylenenlere, iftiralara bakmayın...


İçişleri Bakanımız Beşir Atalay, Ahmet Türk’e Habur’dan giriş yapan PKK’lıları bırakma sözü vermedi.


“Müsteşarımı Habur’a gönderdim, savcı ve hâkimler ayarlandı”
demedi.


Teröristler de “Biz gerillayız. Önder Abdullah Öcalan’ın çağrısı ile barış için geldik” demediler.

Haberin Devamı


İçişleri Bakanlığı Müsteşarı Diyarbakır’a kimseye sormadan gitti. Savcılar ve yargıçlar da Habur’a kendileri gittiler.


Yine kendi kararları ile orada mahkeme kurdular.


Bunlardan İçişleri Bakanımız ile hükümetimizin hiç haberi olmadı.


Teröristler, sorguları kısa zamanda yapılıp mahkemeye gönderilmedi.


Israrla “Pişman değiliz” diyen teröristleri yargıçlar hür iradeleriyle serbest bıraktılar.


Yoksa hükümetimizin ve İçişleri Bakanımızın bu işlerde hiç mi hiç rolü yok.


Otobüslerin üzerinde zafer işaretleri ile kent kent dolaşan, düzenlenen mitinglerde konuşan teröristler bu işleri kimseye sormadan yaptılar.


İktidara sormak istiyorum: Bizim alnımızda “Enayi” mi yazıyor. 

Yazarın Tüm Yazıları