PaylaÅŸ
Benim gibi pek çok meslektaşın da aynı duygular içinde olduÄŸunu biliyorum.Â
Mesleğimizin duayenlerinden Oktay Ekşi ömrünü verdiği mesleğinin ilke ve kurallarını yerine getirmek için istifa etti.
Oktay Ekşi 50 yıllık meslek yaşamı boyunca daima etik kurallara titizlikle bağlı kalmış, bütün meslektaşların da buna bağlı kalması için savaşım vermiştir.
Ama günlük yazı yazanlar, bazen insanın basiretinin bağlanarak yapılmayacak hataları yapabileceklerini bilirler.
Bazen yaşamınızı kazandığınız kalem size ihanet edebilir.
Ne kadar deneyimli olursanız olun, ona hâkim olamayabilirsiniz.
Kalem sizden kopup istemediğiniz, amaçlamadığınız uçlara doğru savrulur.
Sizi de peşinden sürükler.
Dil de öyledir.
Bazen istemediğiniz sözcükler ağzınızdan kaçıverir.
***
Biz yazarlar biliriz ki, bazı hatalar telafi edilecek gibi değildir.
Bunun tek karşılığı vardır; o da istifa etmektir.
Oktay Ekşi onurlu bir insan olarak cumartesi günü bunu yerine getirdi.
Okurlarına kısa bir veda yazısı yazarak noktayı koydu.
Oktay Ekşi’nin karşı karşıya kaldığı durum onurlu bir gazeteci için gerçekten kabul edilebilecek gibi değildi.
Ama hem kendi onuru, hem mesleğinin, hem de çalıştığı kurumun ilke ve kuralları istifayı gerektiriyordu.
Oktay Ekşi de onurlu, ilkeli bir insan olarak gözünü kırpmadan bu görevi yerine getirdi.
İstifadan önce ve sonra kendisiyle uzun uzun konuştum.
Görevi bırakması gerektiğinde kararlıydı.
Öğleden sonra da gerekeni yaptı.
Oktay Ekşi bizim mesleğin kilometre taşlarından biridir.
Mesleğe kazandırdığı düzey ve saygınlık hiçbir zaman unutulmayacaktır.
Taksim’deki patlamaÂ
DAHA büyük bir felaket olabilirdi.
Belki de saatlerin geri alınması nedeniyle Taksim’deki kalabalığın yoğunluğunun daha az olması facianın çok büyük olmasını engelledi.
Taksim’deki ilk görüntüler bile polisin hâlâ bu tip olaylardaki eğitiminin yeterli olmadığı gerçeğini ortaya koyuyordu.
Kimin ne yaptığı belli değildi.
Polis büyük bir panik içinde göründü.
Polisin eğitiminin düzeyi özellikle böyle kitle imha eylemlerinde ortaya çıkar.
Åžunu da belirtmekte yarar var.
Polis son iki yıldır bütün istihbarat gücünü iktidarın hizaya getirmek istediği kişi ve kurumlara yöneltmişti.
Onlara dönük tertipler düzenleniyor, senaryolar yazılıyor ve insanlar bunlara uygun suçlar yaratılarak gözaltına alınıp sorgulanıyorlar, tutuklanıyorlar ve cezaevine tıkılıyorlar.
Silivri toplama kampı doldu taştı.
Ama hâlâ aynı anlayış ve gayret sürdürülüyor.
Polis ve istihbarat kurumları, bütün güçlerini iktidara muhalif olanlara değil de terör ve teröristlere dönük kullanırlarsa böyle üzücü eylemler gerçekleştirilmeden önlenebilir.
PaylaÅŸ