Paylaş
Müzik etkinlikleri çoğaldıkça bu iş sanıldığından da zor hale gelir.
Seçim için orkestraları, yöneten şefleri, solistleri tanımak, bilmek gerekir.
İyi ve kaliteli konserleri atlamamak için seçim yapmak ciddi bir mesai ister.
Bu yıl İstanbul’da çok güzel konserler dinleyeceğiz. Sanatseverler şanslı.
Avrupa, Amerika, Japonya ve öteki ülkelerde konser sezonu bizden önce başladı.
Say yine ülkeden ülkeye koşacak. Sadece Berlin’de sezon boyunca 14 konser verecek. Alman başkentinin bu yılki daimi sanatçısı olacak.
Buna “Berlin’de Fazıl Say yılı” da diyebiliriz. Bu, hepimizin göğsünü kabartacak bir olay.
Benim öğrendiğime göre ekim biletleri çoktan bitmiş.
Ancak Alman izleyiciler tarafından tıklım tıklım doldurulan salonlardaki Türk izleyici oranı yüzde bire bile ulaşmıyor.
Bu durum sanatçıyı çok üzüyor:
“Dortmund’daki yıllarımda %15-20 gibi sayılara ulaşmıştık Türklerin salona gelmesinde. Hamburg’daki mayıs ayındaki festivalimde ise bu oran %40’a kadar varmaktaydı.”
Sanatçımız, haklı olarak konserlerini Almanya’daki Türkler de izlesin istiyor.
Salonları dolduran Almanların kendisini dakikalarca alkışlamaları kuşkusuz mutluluk verici ama bu ruhen onu doyurmuyor. O Türklerin gelip kendisini alkışlamasını istiyor.
* * *
Piyanist Gülsin Onay’dan da sevindirici haberler var. Sanatçımız 2010-11 konser sezonuna İngiltere’den başladı.
Bu ülkedeki konserlerini tamamlayıp Güney Amerika turnesine çıktı. 29 Eylül 7 Ekim tarihleri arasında Kolombiya’da konserler veren piyanistimiz Şili’ye geçti.
Şili’de, 200. doğum yılı kutlanan Chopin’in eserlerini seslendirecek.
Sanatçımız bugüne kadar Japonya’dan Arjantin’e 5 kıta 63 ülkede konserler verdi.
Fazıl Say ile Gülsin Onay dışında pek çok klasik müzik sanatçımız da bize aynı başarı gururunu yaşatıyor.
Bu başarılı konserler Türk imajının olumlu bir şekilde tüm dünyaya yayılmasını sağlıyor.
Onlar Türkiye’nin tanıtımı için çok önemli bir görevi yerine getiriyorlar.
Onların değerini bilmeliyiz.
Erbil art niyetli olamaz
MEHMET Ali Erbil’in canlı yayın sırasında yaşadığı büyük talihsizliğe üzülüyorum.
Her insan zaman zaman böyle yanlışlar yapabilir. Özellikle şov yapan insanlar bazen istemedikleri sözleri ağızlarından kaçırıverirler.
Erbil’in kötü niyetli olmadığına yürekten inandığım, espri yapma uğruna ağzından kaçırıverdiği dört sözcükten oluşan tümcesi Alevi kardeşlerimizi yaraladı.
Mehmet Ali Erbil cumhuriyetten, Atatürk ilke ve devrimlerinden yana, çağdaş, demokrat bir insandır ve çizgisini hiçbir dönemde kırmamıştır.
Programlarında kardeşlik, barış ve ülkemizin birliği konusunda daima olumlu mesajlar veren, ilkeli ve yürekli sanatçılarımızdan biridir.
Yaptığı yanlış için Alevi kardeşlerimizden ve tüm halkımızdan defalarca özür dileme olgunluğunu da gösterdi.
Gelin, Anadolu’nun engin hoşgörüsüyle hepimiz, özellikle de Alevi kardeşlerimiz siyasetçilere bol bol gösterdiğimiz anlayışı onu affederek Erbil’e de gösterelim.
Paylaş