ALMANYA Başbakanı Merkel Türkiye-Almanya maçından sonra soyunma odasına inip futbolcuları kutladı.
Bu olayın fotoğrafları gazetelerde yayımlanınca Almanya’da sorun oldu. Almanya Futbol Federasyonu Başkanı Zwanziger, Merkel’in bu hareketini futbolun siyasete alet edilmesi olarak değerlendirdi. Zwanziger Başbakan’ın özür dilemesi gerektiğini söyledi. Merkel federasyon başkanını arayarak durumu açıkladı. Yani bir tür özür diledi. Almanlar siyasetin orda burda kullanılmaması konusunda çok duyarlıdır. Siyasetçiler de öyle. Almanlar, Türkiye’deki durumu görseler herhalde akıllarını oynatırlar. Hele hele seçim öncesinde oy toplamak için neler dağıtıldığını öğrenseler kim bilir nasıl şaşkına dönerler. Acaba Zwanziger’in yaptığını bizim federasyon başkanı Erdoğan’a yapabilir miydi? Erdoğan bırakın özür dilemeyi, federasyon başkanına “Sen soyunma odasına inip futbolcularımızı kutlamama ne karışıyorsun? Sen kimsin ya?” diye fırçayı basardı. Ne yapalım, Türkiye’deki demokrasi anlayışı böyledir. * * * Bildiğiniz gibi ilginç bir HSYK seçimleri yaşadık. Bakanlığın listeleri illere gönderildi. Bu listelerdeki adaylara oy verilmesi için hâkim ve savcılar uyarıldı. Sonuç: Liste tulum çıktı. Listenin koçluğunu yaptığı iddia edilen Müşteşar Yardımcısı İbrahim Okur’un Vatan’a verdiği demeç tam bir itiraf: “Yarsav karşısında ortak hareket ettik ve öyle kazandık.” Bu antidemokratik seçimi hâlâ demokratik seçim olarak göstermek isteyenler var. Bunlar, olanları ya görmüyorlar ya da görmek istemiyorlar. Seçilen 10 üye de hükümetin istediği kişiler. Buna bakan ile müsteşarı da ekleyin. Eder 12. 4 tane de Çankaya’dan gelecek, oldu 16. Bir üye de Yüksek Adalet Akademisi’nden seçilecek. Etti mi 17. HSYK’nın üye sayısı 22 olduğuna göre, bakan bey, yani hükümet istediği atamaları bu kurula yaptırabilecek mi? Yaptıracak. Sadece atamaları da değil, tüm yargıyı istediği gibi ayarlayacak. Siz hâlâ yok öyle, yok böyle, durun biraz bekleyin diye kamuoyunu uyutmaya çalışın. Yargı bağımsızlığının bittiğini, hukuk devletinin rafa kaldırıldığını tokmak sizin başınıza indiği zaman anlarsınız. * * * Cumhurbaşkanı Gül memleketi Kayseri’de son zamanlarda çok sayıda gazeteci hakkında çelişkili davalar açıldığını söyledi. Haklı olarak da şu uyarıyı yaptı: “Bir ülkede şeffaflık, yanlışların ifade edilebilmesi ve kontrol mekanizması basın vasıtasıyla olur.” Kendilerinin belki gözünden kaçmıştır diye aynı gün gazetelere yansıyan bir rapora dikkatlerini çekmek istiyorum. “Sınır Tanımayan Gazeteciler” örgütünün bu yılki raporu... Raporda basın özgürlüğü sıralamasında Türkiye 178 ülke arasında 138’inci sırada. Türkiye geçen yılki raporda ise 122’nci sıradaydı. Bu düşüşün nedeni, gazeteciler hakkında açılan davalar ile mahkûm edilen gazetecilerin sayısının artması. Rapor, Cumhurbaşkanı’nın değerlendirmesini doğruluyor. Kuşkusuz Cumhurbaşkanı’nın demokrasi adına güzel sözler söylemesi önemli ama ondan daha önemli olan kendilerinin bu söylemlerinin gereğini yerine getirebilmesidir.