SÜLEYMAN Demirel hem başbakanlığı hem de cumhurbaşkanlığında zaman zaman telefonla arardı:
“Yazını dikkatle okudum. Bir düzeltme yapmak için değil, bilgi vermek için aradım. Aklının bir kenarında bulunsun” derdi.
Yazımdaki eleştirilen konularda bilgiler verir, iyi temennilerde bulunur, ben de saygılar sunardım. Konuşma biterdi. Tansu Çiller de zaman zaman arardı. Hem de sabahın erken saatlerinde. “Sayın Türenç yazınızı okudum. Eleştirilerinizi çok ağır buldum. Bunları hak ettiğimi düşünmüyorum” der, gerekçelerini söylerdi. Ben de gerekçelerimi söyler, karşılıklı saygılar sunarak telefonları kapatırdık. Ecevit, Mesut Yılmaz, Erbakan eleştiri yazıları için aramazlardı. Zaman zaman ben bazı konularda bilgilenmek için Ecevit ve Yılmaz’ı arardım. İkisi de herhangi bir imada bulunmadan sorularımı yanıtlarlardı. * * * Şimdi artık böyle olmuyor. Başbakan Erdoğan eleştiri yapan yazarlara bütün iletişim kapılarını kapatıyor. Basın toplantılarına bile davet etmiyor. Ancak kürsülerden bu yazarlara dönük suçlayıcı konuşmalar yapıyor. Son zamanlardaki gerginliğin ekonomiye verdiği zararların sorumlusu olarak da köşe yazarlarını suçlu ilan etti. Bununla da kalmadı, onları patronlara şikâyet edip hesaplarını kesmesini istedi. Sanırım bu davranış Cumhuriyet tarihinde ilk kez oluyor. Başbakan’ı dinleyen bakanlar ve AKP il başkanları büyük bir coşkuyla alkışladılar. Başbakan Yardımcısı Arınç ise Başbakan’ın sözlerinin basın özgürlüğüne bir müdahale olmadığını söyledi. Demek ki, AKP’lilerin anlayışına göre Türkiye böyle demokratikleşiyor. Böyle normalleşiyor. * * * Geçelim bir başka önemli konuya... Arkadaşımız Toygun Atilla’nın müthiş bir haberine... Okumayanlar için özetleyelim. 22 Şubat Pazartesi günü Türkiye’nin birçok ilinde Balyoz operasyonu yapıldı ve 51 subay ve astsubay “darbe hazırlama” suçundan gözaltına alındı. Aralarında kuvvet ve ordu komutanları ile korgeneral, tümgeneral, tuğgeneraller de var. Sorgulama ve tutuklamalar 26 Şubat Cuma günü tamamlandı. Sorgulanan 51 kişiden 34’ü tutuklanma istemiyle mahkemeye sevk edildi. Bu noktada büyük kuşku uyandıran bir durum var. Tutuklamalarla ilgili bütün kararları tek bir hâkim verdi. Bu hâkim gözaltına alınmaların başladığı günden itibaren görev yapan Ali Efendi Peksak. Hâkim Peksak kendisine gönderilen 34 kişiden bir tek kişiyi, Albay Mustafa Yoleri’yi serbest bıraktı. Yoleri’nin serbest bırakılmasının nedeni ise mahkemede rahatsızlanmasıydı. Yoleri serbest bırakıldıktan sonra hemen hastaneye kaldırıldı. Diğer 33 kişi ise cezaevine gönderildi. Tutuklanan muvazzaf ve emekli subayların avukatları Hakim Ali Efendi Peksak’ı “Savunma haklarını kısıtlamak, soruşturma dosyalarını incelemeden sabit kararla tutuklama kararları vermek”le suçladılar. Toygun Atilla Hâkim Ali Efendi Peksak’ın yüzde 97 tutuklama oranı ile yeni bir rekor kırdığını özellikle vurguluyor. Bu iki ilginç ve düşündürücü örnek “Türkiye demokratikleşiyor, normalleşiyor” diyenlerin yüksek takdirlerine sunulur.