Paylaş
Başbakan, yapması gerekeni yapıyor ama sonra ipin ucunu yine kaçırıyor.
Kürsüde coşup her zamanki gibi bas bas bağırıyor:
“Kimse askerin arkasına saklanarak siyaset yapmasınnnnnn...”
Başbakan uydurulan darbe senaryoları sanki ciddiymiş gibi onlarla savaşan kahraman rolü oynuyor.
Bütün siyasi stratejisini buna dayandırıyor.
Halkın gözünden düştüğünü görüp, partisinin erime sürecini durdurmak için Don Kişot gibi düşman diye yel değirmenlerine saldırıyor.
O nedenle hem kendisi hem de yardımcısı ortamı geriyor.
Sonra da siyasi partileri ve medyayı sağduyulu davranmaya çağırıyor.
Başbakan herhalde bu stratejinin en fazla kendisini ve partisini yıprattığını göremiyor.
Ülkenin binbir sorunu var, insanlar çaresiz, aç bilaç, perişan durumda.
Ama ülke Başbakan’ın sayesinde darbe senaryoları, Ergenekon soruşturması ile uğraşıp duruyor.
Tarikat ve cemaatler devletin içinde cirit atıyor, ona aldıran yok.
* * *
Başbakan ülkenin her geçen gün demokrasiden adım adım uzaklaştığını görmüyor mu?
Dünya artık onu “otokrat başbakan” olarak tanımlıyor.
Bu ülkede A’dan Z’ye kadar her şey onun verdiği emirle yerine getiriliyor.
Cumhurbaşkanını, meclis başkanını o belirliyor, bakanları, milletvekillerini, belediye başkanlarını, bürokratları o atıyor.
Medyayı denetimi altına almak için yasalara aldırmadan her yolu kullanıyor.
Yargıyı, kurumları siyasallaştırarak kendisine bağlıyor.
Yandaş medyadan sonra yandaş sermayeyi oluşturuyor.
Herkesi dinletiyor. İnsanları korku içinde yaşatıyor.
Bütün bunları yaparken kürsülerden demokrasi nutukları atmayı hiç ihmal etmiyor.
Onu eleştiren herkesi, her kurumu darbecilikle suçluyor.
* * *
İşsizlik yüzde 15.8. Son bir yılda işsiz sayısı resmi rakamlara göre 1 milyon 244 bin arttı.
Yani son bir yılda bu kadar aile işsiz kaldı. Bu kadar baba, evine, çoluğuna çocuğuna akşamları ekmek götürememenin çaresizliği içinde.
Genç nüfustaki işsizlik ise yüzde 27.8. Yani her üç gençten biri kahve köşelerinde oturuyor, sokaklarda başıboş mayın gibi dolaşıyor.
Ülkede bugün çalışma şansını yakalayan insanların yarıya yakını sigortasız çalıştırılıyor.
Sendikalizm bitirildi, sivil toplum örgütleri sindirildi.
Bugün reel ücretler 2000 yılının düzeyinde bile değil.
İnsanların, şirketlerin gelirleri düştüğü için vergi gelirleri de azaldı.
Bütçe yılın ilk 5 ayında 20 milyar 683 bin lira açık verdi.
Türkiye’nin en zengin belediyesi olan İstanbul Belediyesi ödemelerini yapamaz hale geldi.
Yatırımları durdurmak zorunda kaldı.
Türkiye son bir yıldır bu sorunların bir tekini bile konuşma fırsatı bulamıyor.
Ergenekon savcıları işi yaydıkça yayıyor.
Ne olduğu bilinmeyen belgeler havalarda uçuşuyor.
Savcılar yakında Ergenekon’u İttihat Terakki’ye dayandırırlarsa kimse şaşırmasın.
Bütün bunlar Başbakan’ın umurunda bile değil. O darbecilerin peşinde.
Her gün düşman sandığı yel değirmenlerine saldırıyor.
Paylaş