AKILDIŞILIKLARIN yaşamı cendereye dönüştürdüğü ülkemizde bir avuç yurtseverin yarattığı güzellikler insanı doyumsuz bir mutluluğa sürüklüyor.
İnanıyorum ki bu genç ve inançlı insanların öyküsü sizin de kararan yüreğinizde bir mutluluk penceresi açacaktır.
Emin Güven Yaşlıçam, 1992 yılında Adana’da kurulmasına karar verilen Çukurova Devlet Senfoni Orkestrası’na Genel Müzik Direktörü ve şefi olarak atanır. O sırada ortada bir orkestra ve konser salonu yoktur.
Kentteki tek salon, 1947 yılında yapılan Halkevi’nin salonudur.
Orkestra için verilen kadro topu topu 17’dir.
Bakımsız halde olan salon biraz derlenip toparlanır, orkestra dışardan takviye sanatçılarla birlikte provalara başlar ve bu olanaksızlıklar içinde Adana’nın düşman işgalinden kurtuluş günü olan 5 Ocak 1992 tarihinde ilk konser verilir.
Bu konser çok önemlidir. Çünkü çaresizlikler aşılmış, çoksesli evrensel müziğin Anadolu halkına ulaştırılması başarılmış, Atatürk’ün en büyük ülkülerinden biri onun çocukları tarafından gerçekleştirilmiştir.
Şef Emin Güven Yaşlıçam ve oluşturduğu genç kadro inançla, özveriyle olanaksızlıkları tek tek aşarak yılmadan usanmadan yollarına devam etmişler.
Salon, bir konser salonu olarak derlenip toparlanmış, orkestra genç elemanlar kazandırılarak bir senfoni orkestrası haline getirilmiş.
Haftada iki gün düzenli konserler dönemine geçilmiş, çok sayıda yurtiçi ve yurtdışı turneler gerçekleştirilmiş.
* * *
Orkestra, cuma akşamı Adana’da özel ve anlamlı bir konser verdi.
Tutkunu olduğu Adana’ya ve senfoni orkestrasına büyük katkılarda bulunan Adanalı işadamı Hacı Sabancı birbirinden güzel klasik parça ve aryalarla anıldı.
Genç orkestra on yıl önce yitirdiğimiz Hacı Sabancı için Verdi’nin aryalarını, Talihin Kudreti Uvertürü’nü, Mascagni’nin Cavalleria Rusticana’sını, Mussorgski’nin Çıplak Dağda Bir Gece’sini ve özellikle de Çaykovski’nin 1812 Uvertürü’nü o kadar duyarak ve coşkuyla çaldı ki konseri izleyenler tarafından dakikalarca alkışladı.
Bu doyumsuz konserin iki de çok önemli solisti vardı.
Soprano Perihan Nayır ile Bariton Gökhan Koç... Verdi’nin ölümsüz operalarından en güzel aryaları seslendirdiler.
İki harika ses, Emin Güven Yaşlıçam’ın usta yönetiminde belki de yaşamlarının en başarılı konserlerini verdiler.
* * *
Sabancı Ailesi’nin ve dostlarının da izlediği konser rahmetli Hacı Sabancı’nın ruhuna gönderilecek en büyük armağan oldu.
Konserden sonra orkestranın genç sanatçılarıyla tanışmak, onlarla sohbet etmek, onların bu görevi bir ülkü olarak benimsediklerini duymak beni daha da mutlu etti.
Şef Emin Güven Yaşlıçam’ın onlara bir baba gibi kol kanat germesi, bu genç sanatçıları yüreklendirmesi, onlara heyecan aşılaması umut vericiydi.
Onlar yöre illere turneler yapıyorlar, pamuk tarlalarında çalışanlara konserler veriyorlar.
Onlar çoksesli evrensel müziği tabana sevdirmek için yalnız yeteneklerini değil, yüreklerini de ortaya koyuyorlar.
İlköğretim, lise, üniversite öğrencilerine her ay iki kez eğitim konserleri veriyorlar.
Adana’da Türkiye için umutsuz olmamak gerektiğini bir kez daha anladım.
Çünkü Adanalıların senfoni orkestralarını nasıl büyük bir sevgiyle bağırlarına bastıklarına tanık oldum.