TÜRKİYE’de yaşanan sürekli gerginlik insanları bunaltıyor.
Ben bu sıkıcı havadan müziğe sığınarak geçici de olsa kurtuluyor, ruhumu dinlendiriyorum. Sizlere de aynı yolu öneririm.
İstanbul’da çok güzel konserler izleme olanağı var.
Ünlü piyanistimiz Hüseyin Sermet’in solist olarak çaldığı Londra Filarmoni Orkestrası’nın İş Sanat’taki konserinden başlayalım. 78 yıl önce kurulan ünlü orkestrayı çok ünlü şefler yönetmiş. 2007’den beri orkestranın şefi Rus asıllı Vladimir Jurowski.
Konser Mendelson’un 5 Numaralı Senfoni’siyle başladı. Ardından Hüseyin Sermet, Beethoven’ın 4 Numaralı Piyano Konçertosu’nu çaldı. Piyanistimiz bu zor konçertoyu baştan sona büyük bir başarıyla seslendirdi.
Konser, Brahms’ın, belleklerimizden silinmeyen “Brahms’ı Sever misiniz” filminin müziği olarak kullanılan ünlü 3 Numaralı Senfoni’siyle sona erdi.
Londra Filarmoni tek kelimeyle harikaydı.
* * *
Ünlü piyanistimiz İdil Biret ile Rus viyolonist Alexander Rudin’i aynı sahnede izlemek bir müziksever için büyük şans.
İki büyük virtüoz Süreyya’da çaldı.
Beethoven’ın 1 Numaralı Sonat’ıyla başladı konser. Brahms’ın 1 ve 2 Numaralı Sonat’ı ile devam etti.
İdil Biret ile Alexander Rudin harikaydı. İki usta müzisyeni dinlemeye doyamadık.
Olağanüstü bir konserdi. Bu ikili bir daha bir araya gelir mi bilemem.
* * *
İstanbul Senfoni’nin Caddebostan Kültür Merkezi’ndeki konseri de çok ilginçti.
Solist Fransız Kemancı Gilles Apap’tı. Uçuk ama olağanüstü bir adam Gilles.
Önce salona yan kapıdan girerek dinleyicilerin hemen önünde İrlanda müziğini andıran parçalar çaldı.
Sonra sahneye çıktı ve orkestra eşliğinde Haçaturyan’ın Keman Konçertosu’nu kendine özgü bir yorumla seslendirerek resmen nefes kesti.
Konser şef Alpaslan Ertüngealp’in başarılı yönetimiyle Korsakov’un Antar Senfonisi’yle devam etti.
Çok güzel bir konserdi.
* * *
Gelelim CRR’deki Akbank Oda Orkestrası’nın konserine... Solist Sharon Bezaly çok sayıda ödüllü bir flüt sanatçısı...
Japon Muramatsu firması tarafından kendisi için özel olarak üretilmiş 24 kırat altın bir flüt çalıyor.
İki flüt konçertosu seslendirdi. Birincisi Jolivet’in yapıtıydı. İkincisi ise 26 yıllık kısacık ömründe çok önemli yapıtlar yaratmış olan Pergolesi’nin Flüt Konçertosu’ydu. Genç flütçü Sharon Bezaly gerçekten de çok yetenekli.
Akbank Oda ise önce Norveçli bestekâr Grieg’in enfes Holberg Süiti’ni çaldı. Arkadan deha bestekâr Stravinski’nin Pulcinella Süiti’ni seslendirdi.
İnanılmaz bir yaratıcılık yanı olan ve dinleyicileri sürekli şaşırtan dehasıyla harika yapıtlar veren 20. yüzyılın bestekârı Stravinski.
Sanatçı ilk çalındığında müzikseverler üzerinde sarsıcı bir etki yapan Pulcinella Süiti’ni 26 yaşında yaşamını yitiren yetenekli bestekâr Pergolesi’nin klavsen parçalarından yaratmış.
Türk operasına hem sanatçı, hem yönetici, hem de hoca olarak büyük emek veren İktu piyanist Evren Büyükburçlu Erol’un eşliğinde Schubert, Brahms, Mahler, Marx, Çaykovski, Rahmaninov, Glinka, Chopin, Theodorakis, Tariverdiev, Erkin, Tanrıkulu, Saygun ve Gürer Aykal’ın lidlerini büyük bir ustalıkla seslendirdi.
İktu operaya yaptığı katkılardan dolayı her türlü övgüye layıktır.
Daha uzun yıllar eşsiz deneyimi ile öğrenciler yetiştireceğine ve Türk operasına büyük değerler kazandıracağına inanıyorum.