Paylaş
Genel merkezin amacı halkın gerçek ilgisini ölçebilmekti.
Mitingler başladı, genel merkez halkın Kemal Kılıçdaroğlu’na umulandan fazla ilgi gösterdiği gördü.
Üstelik halk tamamen kendi olanaklarıyla meydanlara geliyordu.
Genel merkez bu konuda o kadar ısrarcıydı ki, komşu ilçelerden bile insan taşınmasını istemiyordu.
Halkın gösterdiği bu ilgi, genel merkezi çok mutlu etti ama buna karşın iktidar partisi ile yandaşlarını da telaşlandırdı.
CHP’ye ve Kılıçdaroğlu’na dönük suçlamalar yoğunlaştı. İktidarın kalemleri işi CHP Genel Başkanı’na hakarete kadar götürdüler.
Ama halk buna aldırmıyor, illerde, ilçelerde meydanları doldurmayı sürdürüyordu.
Hele İstanbul Çağlayan’da yapılan miting başlı başına bir olaydı ve son yılların en kalabalık siyasi mitinglerinden biriydi.
İstanbul İl Başkanlığı görevine çok hızlı başlayan Berhan Şimşek’e açık açık meydana insan taşıyıp taşımadıklarını sordum.
“Kesinlikle taşımadık. Bir kişi bile getirmedik. Halk kendi olanaklarıyla geldi. Gördünüz, yaşlısı genci, çoluğu çocuğu büyük coşku içindeydi. Hatta metrobüs seferleri yavaşlatılmasaydı Çağlayan’a daha büyük bir kalabalık yığılacaktı. Biz il başkanlığı olarak 37 ilçede nokta mitingleri yaparak halkı bu mitinge hazırladık.”
* * *
CHP’nin tüm yurtta yaptığı mitinglerdeki görüntüler bunların AKP mitinglerinin yanında ne kadar dar olanaklarla hazırlandığını gösteriyor.
AKP’de özel sahneler kullanılıyor, ses düzeni mükemmel, halka şapka, şemsiye dağıtılıyor.
Hatta halkın sıcaktan rahatsız olmaması için özel olarak soğuk su püskürtme sistemi kuruluyor.
Isparta mitinginde soğuk suyla birlikte halkın üstüne gül suyu bile püskürtüldü.
Yani AKP mitingleri 5 yıldızlı otellerdeki düğünleri andırıyor..
CHP’ninkiler ise varoşlardaki bir salonda düzenlenen bir gariban düğünü...
Belli ki AKP sonsuz para harcıyor, ayrıca tüm devlet olanaklarını kullanıyor.
CHP örgütleri ise kendi yağlarıyla kavrulmak zorundalar.
AKP bırakın yakındaki ilçeleri, bölgenin en uzak illerinden bile insan taşıyor.
CHP mitinglerine gelenler ise kendi olanaklarıyla yapıyorlar bu işi.
AKP ile CHP mitingleri bu gerçekler göz önüne alınarak değerlendirilmelidir.
Başbakan’a sorulması gereken soru şuydu
BAŞBAKAN, muhalefetin PKK ile pazarlık yapıldığı yolundaki iddialarını şerefsizlik, alçaklık olarak niteledi.
Hiçbir zaman terör örgütü ile masaya oturmadıklarını, oturmayacaklarını söyledi.
SHOW TV’de de PKK ile masaya oturmalarının söz konusu olmayacağını yineledi.
Arkasından, “Ama bu tür münasebetleri gerekirse devletin kurumları yapar, bu onların görevidir” dedi.
Şimdi Başbakan’a şu soruyu sormak gerekiyor:
“Devletin kurumları bu görüşmeleri kimin adına, kimden onay alarak yaparlar?”
Böyle bir soru sorulmalıydı.
Sorulsaydı acaba Başbakan ne yanıt verirdi?
Paylaş