Paylaş
Gerekçe olarak da Başbakan ile Büyükanıt’ın arasındaki Dolmabahçe görüşmesini örnek göstermesi bunu anlatmıyor mu?
Baykal bu önemli görüşmenin Dolmabahçe olayındaki gibi halktan gizlenmesine karşı.
Demokrasilerde şeffaflık en önemli ilke olduğuna göre CHP liderinin bu isteği normal karşılanabilir.
Ama demokratik ülkelerde iki siyasi lider arasında böyle bir önlem alma gereği alışılmış bir şey değildir.
CHP lideri bunu bilir.
Buna rağmen görüşmenin kayda alınmasını koşul olarak ileri sürmesi ciddi bir güvensizlik duyduğunun göstergesidir.
Muhalefetin bu kadar güvensizliğine muhatap olmak, iktidar partisi açısından düşündürücüdür.
Henüz Başbakan’ın bu kayıt işini kabul edip etmediğini bilmiyoruz.
Çünkü Batı’da muhalefet liderinin başbakanla yapacağı görüşme için böyle bir koşul ileri sürmesi kesinlikle bir siyasi skandala yol açar.
Ama Dolmabahçe gibi sır perdesi arkasında kalan bir olayın yaşandığı Türkiye’de bu yadırganmaz.
Batı demokrasilerinde böyle bir durum kabul edilemez.
* * *
Demokrasiden lafa girdik devam edelim.
Geçen gün AKP’nin kongresi yapıldı.
Birtakım yeni isimler yönetime girdi, birtakım isimler yönetim dışında kaldı.
Bu değişikliklerin hepsi AKP Genel Başkanı’nın emriyle yapıldı.
“Şu, şu, şu dinlensin... Şu, şu, şu da yönetime girsin...”
Sonra da Genel Başkan halkın önüne çıkıp bunun bir başarısızlık değil, bir nöbet değişimi olduğunu söyledi ve konu da kapandı.
Kimse de “Böyle bir değişim demokratik değildir” demedi.
Hemen belirtelim ki, bu tür yöntemler yalnız AKP’ye özgü değil.
Türkiye’de üç aşağı beş yukarı bütün siyasi partilerde olan budur.
Politika yapanların tümünün kaderleri ne yazık ki genel başkanların iki dudağı arasındadır.
O isterse milletvekili olurlar, o istemezse politika dışında kalırlar.
Türkiye’de hiçbir politikacı genel başkana rağmen politika yapamaz.
Özetle, tüm Türkiye’de olduğu gibi siyasi partilerde de demokrasi yok.
Bir gerçeği daha vurgulamakta yarar var; demokrasi özrümüz AKP iktidarı ile doruk noktaya çıktı.
* * *
Dış politika konularına gelince...
İktidar hedefi belli, ucu açık olan açılımlar ile kapanımları içeren bir dış politika yürütüyor.
Bu politikaları Başbakan içerde büyük başarılar olarak satıyor.
Ermeni açılımı yapılırken, İsrail’le ilişkilerde hesapsız kitapsızlık giderek ivme kazanıyor.
Örneğin son tatbikatla ilgili alınan garip kararın mantığını anlamak olanaksız.
İşin garibi, iktidarın bu tutarsız politikalarına malum şakşakçılar tarafından övgüler düzülüyor.
İsrail’in çağrılmaması üzerine Amerika ile İtalya da çekilince tatbikatın uluslararası boyutu iptal edilmek zorunda kalındı.
İsrail’in, tatbikattan dışlandığı için gösterdiği tepkiye dışişlerinin verdiği yanıt da mizah niteliğinde.
Dışişleri “Erteleme kararından siyasi bir anlam ve sonuç çıkartılması doğru değildir” diyor.
Sonra da İsrailli yetkilileri açıklama ve tutumlarında aklıselime davet ediyor.
Paylaş