Dinci gazeteler (bunlara gazete demek çok zor) ve bazı köşe yazarları (onlara da köşe yazarı demek zor), saldırılarının dozunu iyice artırdılar.Yalan, iftira, şantaj, vefasızlık ve saygısızlık inanılmaz boyutta.Örneğin, bir köşe yazarı, Türkan Saylan’ın darbeci olduğunu söyleyecek kadar kontrolünü yitiriyor. Aynı yazar kendini tutamıyor, Fazıl Say’ı da darbeci olarak ilan ediyor. Bu vahim bir şekilde haddini bilmezliktir.Ömrünü toplumun sağlığına ve eğitimine harcayan bir bilim insanı ile dünyanın en ünlü piyanistlerinden biri olan bir sanatçıya darbeci demek büyük bir vefasızlık ve saygısızlıktır. Türkan Saylan yıllarca Türkiye’de kimsenin ilgilenmediği "cüzam" hastalığına karşı mücadele bayrağını açmıştır.Bu hastalığa yakalanıp toplumdan soyutlanan çaresiz binlerce insana sahip çıkmıştır. Saylan’ın bu çalışmaları bütün dünyada ilgi uyandırmış, 1986 yılında kendisine "Uluslararası Gandhi Ödülü" verilmiştir.* * *Daha sonra Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’ni kuran Saylan, özellikle binlerce kız öğrenciye burs vermiş, otuz bine yakın gence eğitim olanakları sağlamıştır.Saylan, gösterdiği olağanüstü çabalarla çağdaş eğitimin önemi konusunda tüm toplumda bir bilinçlenmenin de önderliğini yapmıştır.Saylan’ın 440 bilimsel yayını, 9 kitabı vardır. Çeşitli kurumlar tarafından kendisine tam 48 ödül verilmiştir. Gelelim bizim yazara göre ikinci darbeci Fazıl Say’a...Fazıl Say, dünyanın en önemli iki-üç piyanistinden biridir. Her yıl dünyanın beş kıtasında 120-130 konser vermektedir. Dünyanın en ünlü orkestraları ile en ünlü şefleri, müzik eleştirmenlerinin "Çağımızın yorumcusu" olarak tanımladığı bu dáhi virtüözle çalmak için sıraya girmişlerdir.İki yıl önce Floransa’nın "Centilmenler Meydanı"nda verdiği konseri tam 20 bin kişi izlemiştir. Orkestrayı dünyanın en ünlü şeflerinden biri olan Zubin Mehta yönetmiştir.Fazıl Say’ın CD’leri bütün dünyada on binlerce satmaktadır. O, Türkiye’nin gerçekten gururudur.Ama bu iki değerli insan, köşe yazarına göre darbecidir.Köşe yazarının bu öfkesinin nedeni, Türkan Saylan’ın Boğaziçi Üniversitesi tarafından çarşamba günü "Fahri Doktora" unvanı ile ödüllendirilmesidir. Fazıl Say’ın da "Fahri Doktora" törenine gidip Türkan Saylan onuruna küçük bir resital vermesidir. Köşe yazarının yaptığı akıl almaz bir saygısızlık ve vefasızlıktır. Haydi Tandoğan’aPAZAR günü, Atatürk aydınlanmasına, cumhuriyete ve değerlerine, demokrasiye sahip çıkmak için... Hukuksuzluğa, keyfi yönetime, Türkiye’yi çiftlik gibi yöneten AKP iktidarına tepki koymak için...İşsizliği, yoksulluğu, yolsuzlukları protesto etmek için...Hepimize büyük görev düşüyor.Yürekli insanlarımızın, yapılan her türlü tehdide zerre kadar aldırmadan pazar günü Türkiye’nin her yerinden Tandoğan Meydanı’na koşacağına inanıyorum.