Kongre Merkezi için gurur, AKM için yas

İSTANBUL Kongre Merkezi’nin açılışını yaparken Başbakan Erdoğan çok mutluydu.

Haberin Devamı

Merkezin inşaatının 354 günde, rekor sürede tamamlanması onu gururlandırmıştı.

 Ben de çok mutluydum, ben de gururluydum.

 İstanbul artık göğsünü gere gere dünyanın en büyük kongre organizasyonlarına kapılarını açabilir.

 İnanıyorum ki, böylesine güzel ve modern bir merkez İstanbul’u Avrupa’nın önemli kongre merkezlerinden biri yapacak.

 Zaten İstanbul kongre yapmak isteyenlerin favori kentiydi.

 Ama tesislerinin yeterli olmayışı, trafiğinin berbatlığı zaman zaman üyelerin çok istemelerine rağmen İstanbul’un seçimini engelliyordu.  

 Kongre vadisi, büyük ve tam donanımlı salonları, ofisleri, çevredeki güzel ve modern otelleri ile İstanbul’u artık kongre için ideal bir kent haline getirdi.

Haberin Devamı

 İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni ve Kadir Topbaş’ı da bu projenin tamamlanmasını hızlandırdığı için kutluyorum.

 Artık İstanbul, en büyük kongreleri bile ağırlayacak tesisleriyle Avrupa’nın sayılı kongre merkezlerinden biri haline geldi.

¡ ¡ ¡

 Şimdi bir de madalyonun öbür yüzüne bakalım.

 Türkiye olarak dev kongre merkezini 354 gün gibi rekor sürede bitirmeyi başardık.

 Haklı olarak bundan büyük gurur duyuyoruz.

 Ama İstanbul’un tek sanat kültür merkezi olan Atatürk Kültür Merkezi’ne tam 480 gündür bir çivi bile çakamadık.

 Bunun için de utanç duyuyoruz.

 2010 Avrupa Kültür Başkenti seçilen İstanbul’un bir opera, bale salonu yok.

 Bugün İstanbul’da opera ve bale etkinlikleri çok düşük düzeyde, küçücük sahneli ve salonlu binalarda yapılmaya çalışılıyor.

 Avrupa’nın kültür başkentinde ancak küçük operalar sahnelenebiliyor.

 Bale gösterileri ise hemen hemen hiç yapılamıyor.

 Konserlerini AKM’de veren İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası ise göçebe durumda.

 Orkestra konserlerini 4 değişik mekânda zor koşullarda verebiliyor.

 2010 Avrupa Kültür Başkenti olan İstanbul bu onuru opera, bale ve senfoni orkestrasını barındıran bir kültür merkezinden yoksun olarak geçirecek.

 Şu acı gerçeği Kongre Merkezi’nin açılışında “Kültürde, sanatta sıçramayı yapamazsanız medeniyet yarışında yoksunuz” diyen Başbakan Erdoğan’ın dikkatine sunuyorum ve bu soruna el atmasını diliyorum:

Haberin Devamı

 “AKM onarım için 1 Haziran 2008’de kapatıldı. Aradan 16 ay geçmesine rağmen hâlâ binaya bir çivi çakılmadı. AKM’nin 2010 kültür yılına yetişmesi olanaksız.”

 

Babanın savaşımı

 

EĞER yüreği yanan baba dünyaya küsüp, her şeye kahredip köşesine çekilseydi vahşice işlenen bu cinayet unutulur giderdi.

Ama talihsiz Münevver’in babası Süreyya Karabulut bütün acısına karşın işin peşini bırakmadı.

Cem Garipoğlu’nun varlıklı bir ailenin çocuğu olmasına aldırmadan olayın unutulmaması için çırpındı, çırpındı sonunda da bu vahşeti unutturmadı. Ona dengesiz diyenler oldu, para koparmak için yapıyor diyenler oldu. O bunlarla da savaştı.

Hiçbir şeyden korkmadan olayın üstüne üstüne gitti. 

Haberin Devamı

Sonunda Cem Garipoğlu’nun teslim olmasını sağladı.

Yine durmadı, medyaya esas savaşımının şimdi başladığını açıkladı. Bundan sonra da cinayetin ve sonrasının arka bahçesinde kimlerin bulunduğunun belirlenmesi için savaşacak.

Süreyya Karabulut hepimize örnek olsun.

Yazarın Tüm Yazıları