Paylaş
Yer, içer, eğlenir, sirtaki oynar, çapkınlık yapar.
Atina’da saatlerce taksi beklediğimi bilirim.
Şoförler boş geçerler ama dönüp bakmazlar.
Yunanlı bizim insanlarımız gibi çalışmayı sevmez.
Lokantalar, gazinolar her gece tıklım tıklımdır.
Sanayi sıfırdır.
İğneden ipliğe her şey ithaldir.
Tarım ise can çekişiyor.
Avrupa Birliği’ne girdikten sonra Yunan köylüsü toprakla boğuşmaya tenezzül bile etmiyor.
Hizmet iyi olmadığı için turizm sürekli geriliyor.
Yunan halkı lay lay lom bir yaşam sürüyor.
Neden çalışmadıklarını sorduğunuz zaman ise hemen herkes çok yaygın bir şekilde kullanılan şu sözü söyler:
“Sadece saatler ve enayiler çalışır...”
Arkasından da “Allah Almanlardan razı olsun, hem çok çalışıyorlar, hem iyi vergi ödüyorlar” derler.
* * *
Ancak lay lay lom uzun sürmüyor.
Bir gün geliyor ülke ekonomisi duvara tosluyor.
Biz de 1994 ve 2001’de iki kez aynı faciayı yaşayıp arabayı devirdik.
Ama toplumun dinamiğiyle bu krizlerden çok hızlı bir şekilde çıkmayı başardık.
Yunanistan’da deniz bitti.
9 milyon insanın çalışmadan, üretmeden, eğlenerek yaşaması sonucunda ülkenin borçları 400 milyar Euro’ya çıktı.
Eğer Avrupa imdatlarına yetişmezse Yunanistan’ın bu borçları ödeyip krizden çıkması olanaksız.
Tayyip Bey’in arkadaşı Karamanlis uyanık bir politikacı.
Denizin bittiğini görünce hemen erken seçime gitti ve bombayı Papandreu’nun kucağına bırakıverdi.
Avrupa Birliği Komisyonu’nun Ekonomiden Sorumlu Temsilcisi Olly Rhine’nin Yunan halkına Yunanca verdiği mesaj gerçeği tam olarak yansıtıyor:
“Allah sabır versin.”
İyi ki yüksek yargı var
KORKARIM yakında yüksek yargı da kalmayacak.
Çünkü Anayasa değişikliği gerçekleşirse artık yüksek yargı da iktidarın güdümüne girecek.
Ne Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu kalacak, ne Anayasa Mahkemesi, ne de Danıştay...
Danıştay’ın kararından sonra Tekel işçisinin 77 gündür süren çilesi şimdilik bitti.
Kadın-erkek bütün işçiler kararı büyük bir mutluluk ve coşkuyla karşıladılar.
Mutluluklarını bozmak istemiyorum ama bunun uzun süreceğini zannetmiyorum.
Hepimizi daha zor günler bekliyor.
Eğer yüksek yargı da iktidarın güdümüne sokulursa artık Türkiye’de hak hukuk aramak da olanaksız hale gelecek.
Hepimiz iyi bilelim ki, Türk halkının önündeki tek umut sandıktır.
Paylaş