Kılıçdaroğlu önseçimle kısırdöngüyü kırabilir

MİLLETVEKİLLERİNİN merkez yoklamasıyla belirlenmesi yöntemi antidemokratiktir.

Haberin Devamı

 Bu yöntemi Türk politikasında rahmetli Turgut Özal başlattı.
 Bütün partiler de bu yöntemi benimsedi ve önseçim büyük oranda rafa kaldırıldı.
 Aslında önseçim partilerde heyecan demektir.
 Halk, bu yöntemle, benimsediği adayı seçip, kendi temsilcisi olarak parlamentoya gönderir.
 Seçilen milletvekili önseçimden çıkıp Ankara’ya gelmişse kendini liderinden çok seçmenine karşı sorumlu sayar.
 DSP’de milletvekilliği yapan sendikacı Rıdvan Budak önseçimin sadece örgütün değil, halkın da talebi olduğunu söylüyor.
 Sonra da şu anekdotu anlatıyor:
 “1991 yılında Nahit Menteşe ile İsmet Sezgin, Demirel’e gitmişler ‘Burada yanınızda mı kalalım, yoksa memleketimize gidip önseçime mi girelim?’ diye sormuşlar.
 Demirel ‘Memleketinize gidip önseçime katılın’ demiş.
 Kalkıp gitmişler ve önseçimde liste başı olmuşlar, sonra da Ankara’ya dönmüşler.
 Demirel’in bir mitinginde onları gören bir partili genel başkana Menteşe ve Sezgin’i göstererek ‘Beyefendi hep sizin yanınızda dururlardı. Şimdi meydanda halkın arasındalar’ demiş.
 Demirel’in yanıtı şöyle olmuş: ‘Önseçimden çıktılar, boyları uzadı.’
* * *
 Rıdvan Budak önseçimin önemini şöyle anlatıyor:
 “İnsanlar aradıkları zaman bulacakları, senli benli konuşacakları, tanıdıkları, bildikleri, güvendikleri insanları seçmek istiyorlar.
 Önseçim talebi yalnızca örgütün talebi değildir. Halkın da talebidir.
 Siyasette hukuk parti içi demokrasi ile başlar. 1980 öncesi partilerde önseçim olurdu. Merkez sol ve sağı güçlü kılan da buydu.
 Siyasetin sermayesi emektir, siyasetçinin sermayesi ise emeği ve elinin temizliğidir.
 Önseçim seçme ve seçilme hakkının kullanılmasıdır.” 
 Ben gazeteci olarak partilerin önseçim yaptıkları dönemleri yaşadım. O başka bir heyecandır. Partiler için hayat iksiridir önseçim.
 Kemal Kılıçdaroğlu partisinde demokrasiyi egemen kılmak istiyorsa mutlaka önseçim yapmalıdır.
 Madem yeni CHP, yeni CHP’ye de önseçim yakışır.

Haberin Devamı

GS’nin kimseye diyet borcu yok

GALATASARAY camiasının stat için kimseye diyet borcu yoktur.  
Çünkü bu stat Ali Sami Yen’e karşılık yapıldı.
Yer olarak düşünürseniz, Ali Sami Yen’in yeri yeni stattan çok daha değerlidir. O nedenle kimse, Galatasaray’dan yeni stat için diyet ödemesini istemesin. TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar’ın konuşması bu açıdan baştan aşağı fauldü.
Ertesi gün protestoyu değerlendiren Başbakan Erdoğan’ın “Stadın yapılışında Galatasaray kulübünün Allah kuruşu yoktur. 600 milyonluk yatırımın karşılığı bu olmamalıydı” sözleri de şık olmadı.
Başbakan’ın olayın organize olduğu iddiası ise inandırıcı değil.
O gün statta 19 bin abone biletli vardı. 13 bin kongre üyesine ikişer kişilik davetiye verilmişti.
Geriye kalan ise protokol ve öteki davetlilerden oluşuyordu.
Böyle bir yelpazeden 40 bin kişilik protesto organizasyonu çıkarmak olanaksızdır.
Tamam, stadın yapımına emeği geçenlere teşekkür bir borçtur.
Ancak şu iyi bilinsin ki, o stat halkın parasıyla yapıldı. 
Onun için Galatasaray Arena’yı göğsünü gere gere kullansın. 

Yazarın Tüm Yazıları