BİR yandan sıcaklar, bir yandan Ankara’da yaşananlar vatandaşları bunaltıyor.
Türkiye yanıyor. Ankara da öyle.
AKP iktidarı ile Türk Silahlı Kuvvetleri arasında, teamülleri darmadağın eden çekişmeler tüm yurtta endişe ile izleniyor. Alışılmış, görülmüş şeyler değil yaşananlar. Bütün bu huzur bozucu girişimler, inatlaşmalar ülkemize ne kazandıracak? Ama kimsenin kuşkusu olmasın çok şey kaybettirecek. Jandarma Komutanı bu oynanan oyunlara isyan edip istifa ediyor. Dünyanın hiçbir ülkesinde, iktidarların yargıyı kullanarak imzasız ihbar mektuplarıyla kendi ordusunu bu kadar yıprattığı, saygınlığını yok etmek için bu kadar uğraştığı görülmemiştir. Yıllarını politikaya vermiş Dokuzuncu Cumhurbaşkanı Demirel’in uyarılarına “Az konuşsa iyi olur, onun yapmadıklarını biz yapıyoruz” diye tepki gösteren iktidara verdiği yanıt da çok düşündürücü: “Doğrudur, ülkenin en değerli kurumlarını itibarsız hale getirmek, halkı birbirine düşürmek için hiçbir hükümetin yapmadığını yaptılar. Bravo onlara, bravo...” Böyle diyor Demirel. Bir beklentisi mi var? Politika mı yapıyor? Hayır, sadece ülkesi için endişe duyuyor. * * * Emirle yakalama kararı çıkarılıyor, emirle insanlar tutuklanıyor. Ülkenin en saygın ve tarafsız hukukçularının uyarılarına ise kulak asan yok. Askeri ve hükümete muhalif olanları hizaya getirmek için bu hukuk dışı uygulamalar hukuk devletine, demokrasiye ağır darbeler indiriyor. Bakın, işi Deniz Baykal’a kadar dayandırdılar. Bir savcı, yetkisini aşarak adli yargılamayı etkiliyor gerekçesiyle inceleme yapmaya kalkışıyor. Bu savcının amiri olan Başsavcı kendisini “Böyle bir yetkin yok, yapamazsın” diye uyarmak zorunda kalıyor. Ama savcı bildiğini okuyor. Böyle bir hukuk devleti olur mu? * * * Hele şu gereksiz referandum... Politikacılar bu sıcakta meydan meydan dolaşıp miting yapıyorlar. Erdoğan meydanlarda, kendisini Adnan Menderes gibi halka adadığını söylüyor. Menderes dramının üzerinden tam 50 yıl geçti. O gün doğanlar bugün 50 yaşında. O günlerden bu günlere köprülerin altından çooook sular aktı. Yaşadığımız Türkiye, o Türkiye değil. Erdoğan neden Menderes’e sığınma ihtiyacı duyuyor? Bu kadar çaresiz mi? * * * Erdoğan meydanlarda sürekli Kemal Kılıçdaroğlu’na saldırıyor. Hem küçümsüyor, hem de yerden yere vuruyor. Acaba Kılıçdaroğlu’nun topladığı kalabalıklardan mı rahatsız? O kalabalıkların toplama olmadığını biliyor olmalı. CHP Genel Merkezi mitingler için il ve ilçelere parasal yardım yapmıyor. Örgütler mitingleri kendi olanaklarıyla düzenliyorlar. Bu duyumun doğru olup olmadığını dün Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç’a sordum. “Bir kuruş göndermiyoruz örgütlere, kesinlikle talimat verdik, insan da taşıtmıyoruz. Kemal Bey’e halk kendi geliyor. Sanırım bu durum Erdoğan’ı ve AKP’lileri huzursuz ediyor” diyor. AKP mitingleri ise partinin ve devletin olanakları kullanılarak hazırlanıyor. Bunu da dünya âlem biliyor.