Kemal Kılıçdaroğlu’nun kimseye diyet borcu yok

CHP’de demokratik olgunlukla gerçekleşen değişimin tek mimarı halktır.

Kemal Kılıçdaroğlu’nu genel başkanlık koltuğuna halkın rüzgârı getirip oturtmuştur.

Hiç kimse buna sahip çıkmasın.
Ve bunun karşılığında da bir şeyler beklemeye kalkışmasın.
Kemal Bey’in genel başkanlık için hiç kimseye, hiçbir gruba, cemaate, tarikata diyet borcu yoktur.
Herhangi yabancı bir ülkeden icazet de almamıştır.
Ne Önder Sav, ne Gürsel Tekin, ne milletvekilleri, ne de CHP örgütü Kemal Bey’i başkan yapmıştır.
Baykal gibi karizmatik bir liderin istifasından sonra halk öyle bir rüzgâr estirdi ki bunun önünde kimsenin durması mümkün değildi.
Öyle de oldu.
Kemal Bey adaylığını açıkladıktan sonra milletvekilleri ve ertesi gün de il başkanları kendisine destek verdiler.
Dört gün sonraki kurultayda da bütün delegelerin imzalarıyla genel başkanlığa aday gösterildi.
Hiç kimse CHP’de böyle bir birlik beraberlik beklemiyordu.
Ama inanılmaz bir şekilde bütün örgüt Kemal Bey’in çevresinde toplanıverdi.
Bu gücün sahibi halktır, tabandır.
* * *
Aynı halk, aynı taban Ecevit’i de genel başkan yapmıştı.
Hem de Kurtuluş Savaşı kahramanı İsmet Paşa’ya karşı...
O zaman da Kılıçdaroğlu için esen rüzgârın aynısı esmişti.
O rüzgâr Ecevit’i önce genel başkanlığa daha sonra da iktidara taşımıştı.
Demirel Cumhurbaşkanlığına seçildikten sonra DYP kongresinde de aynı rüzgâr bu kez Çiller için esmişti.
O kongrede Çiller delegelerin oyları ile Köksal Toptan ve İsmet Sezgin’e karşı büyük bir zafer kazandı.
DYP’nin genel başkanlığına seçildi.
Hemen her delege oylamalardan önce oyunun rengini soran gazetecilere hep aynı yanıtı vermişti:
“Dün buraya gelirken hanım Tansu Çiller’e oy vermem için Kuran’a el bastırdı.”
Halkın gücü Tansu Çiller’i başbakanlık koltuğuna oturttu. 
* * *
Halk Kılıçdaroğlu’nun dürüstlüğüne inandı.
Onun yolsuzluklarla, talanla nasıl savaştığını gördü.
Bunlara izin vermeyeceğini anladı.
Onu kendisi gibi olduğu için sevdi ve benimsedi.
Onun için meydanlar dolup taşıyor.
İktidara yakın medya istediği kadar anti-Kemal propagandası yapsın.
Başbakan istediği kadar “Manşetle gelen manşetle gider” desin...
Bütün bunlar boş çabalardır.
Halkın sevdiği, benimsediği ve inandığı politikacı için bu tür karşı kampanyalar onu halkın gözünde daha da büyütür.
CHP önemli bir hava yakaladı, her partili için bu havayı heba etmemek tarihi bir görevdir.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun hiç kimseye, hiçbir gruba, hiçbir yabancı ülkeye diyet borcu yoktur.
O sadece, onu seven, onu benimseyip bağrına basan ve ona inanan halka borçludur...
Yazarın Tüm Yazıları