Paylaş
Askerler onu coşkuyla karşılar, izzet ikram gösterirlerdi.
O da “Türkiye benim ikinci vatanım” derdi.
Bu ziyaretlere “Katil Ziya yine geldi” diye öfkelenir ama sıkıyönetim nedeniyle tepki gösteremezdik.
Katil Ziya ile ilgili haberleri suya sabuna dokunmayacak şekilde vermek zorunda kalırdık.
Katil Ziya da sanki bize inat yapar gibi sürekli gelirdi.
Ona kızmamızın haklı nedenleri vardı.
Birincisi gerçekten katildi.
1977’de kendisini genelkurmay başkanlığına atayan Başbakan Zülfikar Ali Butto’yu göstermelik bir yargılama ile idama mahkûm ettirdi.
Sonra da bütün uyarılara ve baskılara aldırmadan idam etti.
Ülkesine şeriatı getirdi.
Ayaklanan muhalefeti yok etmek için parti liderlerini hapse attı.
1988’de bir askeri tatbikattan dönerken uçağına yerleştirilen bombanın patlaması sonucunda öldü.
Hem Pakistan hem de Türkiye Katil Ziya’dan kurtulmuş oldu.
* * *
Dünya ve Türk kamuoyu Sudan Devlet Başkanı El Beşir’in gelmesine tepki koymasaydı bugün Türkiye de bu katili ağırlayacaktı.
Sudan Devlet Başkanı Ömer El Beşir de Katil Ziya gibi 1989’da yaptığı bir darbe ile iktidara geldi.
İktidarı eline aldığı gün vatana ihanet eden herkesi öldüreceğine yemin etti.
Ve sözünü fazlasıyla tuttu.
Sudan’ın en koyu Müslümanlarının yaşadığı Darfur bölgesinde yönetimin baskısına karşı ayaklanan iki örgütü yok etmek bahanesiyle 300 bin civarında sivil insanı katletti.
Görüldüğü gibi katil El Beşir, Katil Ziya’yı gölgede bırakacak kadar acımasız bir insanlık suçlusudur.
O nedenle de Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından insanlık suçlusu ilan edilmiş ve hakkında tutuklama kararı verilmiştir.
El Beşir bu yüzden belli ülkelere gidebilmektedir.
AKP iktidarına güvendiği için de elini kolunu sallayarak sık sık Türkiye’ye gelmektedir.
Baskılar sonucunda AKP Hükümeti El Beşir’in Türkiye’ye gelmesini son anda da olsa engellemek zorunda kaldı.
İyi de oldu.
El Beşir gibi eli kanlı bir insanı ağırlamak Türkiye’ye ve Türk insanına yakışmazdı.
Başbakan’ın hesabı
ERDOĞAN İstanbullu turizmcilere seslenirken şöyle dedi:
“Ben tükürdüğümü yalamam. 2011’de Allah ömür verirse benim son milletvekilliği adaylığım olacak. Birileri gibi orada çakılıp kalmam.”
Ne güzel, çekilmesini bilen bir başbakanımız var değil mi?
İyi de kazın ayağı hiç de öyle değil.
Başbakan’ın pek de derin olmayan açık bir hesabı var.
2011’de son kez milletvekili olacak. 2012’de de cumhurbaşkanı.
Beş yıl sonra ikinci hakkını kullanacak ve tekrar cumhurbaşkanı seçimlerine girecek.
Bir beş yıl daha cumhurbaşkanlığı yapacak.
Hesap bu.
Tabii Allah nasip ederse.
Paylaş