Kartal, opera mabedinde futbol resitali vermeli

BEŞİKTAŞ’tan iyi haberler bekliyorum. Biliyorum, Parma ne kadar kötü olursa olsun yine de İtalyan takımıdır.Ama Beşiktaş’ın son maçlarında ortaya koyduğu kazanma hırsı çok önemli. Onun için çok umutluyum. Aslında Parma, futbol takımıyla ünlü olmaktan daha çok sanat ve kültür açısından önemli bir kent.Kuzey İtalya’da, Milano’nun güneyinde, Pirene Dağları’nın eteklerinde, yüzünü Po Ovası’na dönmüş bir ticaret merkezi.Görkemli tarihi yapılara sahip olan kent, heykelleriyle de ünlü. Ama bütün bunların ötesinde Parma’nın esas önemi, bir opera mabedi olması. Ünlü opera bestekárı Giuseppe Verdi ile efsanevi orkestra yöneticisi Arturo Toscanini Parmalı.Toscanini ünlü Scala Operası’nda yıllarca orkestra yöneticiliği yaptı. Ünü İtalya’nın, hatta Avrupa’nın sınırlarını aşan sanatçı, New York Filarmoni’yi de yönetti.1867’de Parma’da doğan bu ünlü şef, 1957’de New York’ta yaşamını yitirdi.* * *Giuseppe Verdi’yi uzun uzun anlatmaya gerek yok. O, operanın babasıdır. Bu olağanüstü besteci, 1813’te Parma’da doğdu. 1901’de Milano’da öldü. Verdi’nin yarattığı başyapıtlardan sadece birkaçı şunlar: Nabucco, Rigoletto, La Traviata, İl Travatore, Aida, Otello...Parma’nın gururu olan Verdi’nin, kentin en güzel meydanında görkemli bir anıtı var.Toscanini ile Verdi’yi bağrından çıkaran Parma halkı, operanın en rafine izleyicisi olmakla her zaman gurur duyar. Bir gün ünlü bir tenor, konuk sanatçı olarak gelir Parma Operası’na. Ama tenor çok kötü söyler. Halk hiç beğenmez ve aşırı tepki gösterir. Ertesi gün tenor kentten ayrılmak için istasyona gittiğinde valizlerini bir hamala verir. Hamal önde, tenor arkada trene doğru ilerlemeye başlarlar.Hamal, bir ara döner bakar, biri iki adım sonra yine döner bakar. ‘Sen dün geceki tenor musun?’Tenor çekine çekine ‘Evet’ der.Hamal son derece öfkeli bir şekilde valizleri yere bırakır:‘O zaman valizlerini kendin taşı.’* * *Bir gün de Palyaço Operası oynanırken seyirci bu kez baritonu beğenmez ve yuhalamaya başlar. Bariton aldırmaz, söylemeye devam eder. Ama bakar ki yuhalamalar kesilmiyor, durur ve seyirciye şöyle söyler:‘Beni beğenmediniz ama benden sonra bir tenor geliyor ki o benden de berbattır. Onu dinleyince kimbilir ne yapacaksınız, merak ediyorum.’Beşiktaş’a başarılar diliyorum. Dilerim hepimizi sevindirirler ve opera düşkünü Parma halkına güzel bir futbol resitali verirler. Küfür değil çiçekKÜFÜR konusunda gösterdiği tepkide Aziz Yıldırım yerden göğe kadar haklı.Çünkü ben, Yıldırım’ın Şükrü Saracoğlu’nda toplu küfürleri engellemek için büyük çaba harcadığına hep tanık olurum. Yıldırım’ın, kendisine küfür edenlere tepki göstermedikleri için kızdığı Galatasaraylı yöneticilere vereceği en güzel yanıt, Şükrü Saracoğlu’nda onlara küfür yerine çiçek attırmak olur.
Yazarın Tüm Yazıları