Kafkasya fatihi!

İÇ politikada yapabilirsiniz ama dış politikada hayalciliğe ve şova yer yoktur.

Uluslararası ilişkilerde karşılıklı çıkarlar söz konusudur.

İsmet Paşa’nın dediği gibi "Ne daimi dostluklar söz konusudur, ne de daimi düşmanlıklar..."

Dış politikasını hayalcilik ve şov üzerine kuran liderler her an hüsrana uğrayabilirler.

Bunlardan biri de rahmetli Turgut Özal’dı.

Ama o dozunu iyi ayarlardı.

Tayyip Bey’de bu doz biraz aşırı gibi görünüyor.

Bodrum’da tatil yaparken birdenbire Kafkaslar’da patlayan yangını söndürmeye karar verdi.

Hatta bölgeye yeni bir düzen getirmeyi düşledi.

Kalktı önce Rusya’ya gitti, arkasından da Gürcistan’a.

Hem Putin’e hem de Saakaşvili’ye "Kafkasya İstikrar Paktı" önerdi.

İki liderle yaptığı görüşmelerden sonra önerisinin kabul gördüğünü açıkladı.

Öyle bir hava yarattı ki, hem Rusya hem de Gürcistan kendisine böyle bir girişimde bulunduğu için medyun kaldı.

Türk medyası da bu havaya kendisini fazlasıyla kaptırdı.

Batı basını ise Kafkasya seferini önemsemedi.

* * Ê*

Hem Medvedev hem de Putin, Tayyip Bey’i gerektiği gibi ağırladılar.

Önerilerini diplomatik nezaket içinde dinlediler ama net yanıtlar vermekten özenle kaçındılar.

Ertesi gün Tayyip Bey Rusya’dan ayrıldıktan sonra Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un yaptığı açıklama ise tam anlamıyla hüsran oldu:

"Osetleri ve Abhazları yeniden Gürcistan çatısı altında yaşamaya ikna etmek artık olanaksız. Gürcistan’ın toprak bütünlüğünü unutun."

Sanırım o saatlerde Tayyip Bey ya Gürcistan’a uçuyordu ya da Saakaşvili ile görüşüyordu.

Yine aynı saatlerde bir başka hüsran daha yaşanıyordu.

Rusya Devlet Başkanı Medvedev Güney Osetya ile Abhazya yetkilileriyle toplantı yapıyordu.

Toplantıdan sonra gazetecilere "Osetler ve Abhazlar kendileri için ne karar verirlerse Rusya hem bunun takipçisi, hem de tüm dünyaya karşı garantörü olacaktır" diyordu.

Aynı saatlerde Saakaşvili ile görüşmesini tamamlayan Erdoğan yaptığı açıklamada Kafkasya istikrar paktı önerisinin Saakaşvili tarafından da olumlu karşılandığını açıklıyor ve şöyle diyordu:

"Gürcistan’ın toprak bütünlüğüne saygılı olunmasından yanayız."

* * *

Tayyip Bey’i olağanüstü bir ilgi ve yakınlıkla karşılayan, ağırlayan Rusların yaptıklarına bakın.

Başbakan daha ülkesine dönmeden Gürcistan’ın topraklarının neredeyse yarısının uçup gittiğini dünyaya ilan ediyorlardı.

Yine de Tayyip Bey’e karşı çok kibar davrandılar.

Örneğin, "Kıbrıs, Ege, Kuzey Irak sorununuz, Ermenistan’la ilişkileriniz ne durumda?" diye sormadılar.

Dış politikada hayale ve şova yer yoktur derken işte bunları anlatmak istedim.

Dış politikada çözümsüz bir sürü sorununuz varken öyle zamanlı zamansız arabuluculuğa soyunursanız sizi kimse ciddiye almaz.

Nitekim Kafkasya girişimi de öyle oldu.

Moskova ve Tiflis ziyaretleri sonuç getirmedi.

Dış politikada hesapsız kitapsız atılan adımlar bu tip fiyaskoların yaşanmasına neden olabilir.

Özetle Tayyip Bey’in Kafkasya fatihliği daha başlamadan bitti.
Yazarın Tüm Yazıları