Paylaş
Diyet borcu olmayan tek üye vardı, CHP’li Hülya Alp.
Hülya Hanım doğal olarak karşı oy kullandı.
Biatçı yalnız RTÜK değil. Sayalım:
Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK), Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK), Özel Yetkili Mahkemeler, TRT başta olmak üzere devlet kurumlarının tümü aynı anlayışa göre kararlar alıyor.
Bugün Türkiye’de devlet yok, AKP iktidarı var.
Örneğin valiler, kaymakamlar devletin değil iktidarın memurları haline getirildi. AKP ülkeyi tamamen kendi anlayışına göre yönetiyor.
Her karar Başbakan’ın onayından geçiyor.
Sosyal yaşam adım adım istenilen çizgiye doğru kaydırılıyor.
Toplum sindirilmiş bir halde.
Ülke dinamikleri dumura uğratıldı.
“Ya demokrasi?”
O artık Kaf Dağı’nın arkasında...
* * *
Dünyanın birçok ülkesinde o ülkenin tarihinden esinlenerek çekilen filmler vardır.
Hangisinin başına “Muhteşem Yüzyıl” gibi çorap örüldü.
Sanatçı takımı ne derse desin, iktidarın anlayışını değiştirme olanağı yok.
Siz o anlayışa, bunun tarihi bir belgesel olmadığını, bunun bir dizi olduğunu, Kanuni Sultan Süleyman’ı küçük düşürmeyi amaçlamadığını anlatamazsınız.
Herkes bilsin ki “Muhteşem Yüzyıl”ı her an durdurabilirler.
Bülent Arınç dahil iktidar sorumlularının yapacağı açıklamayı şimdiden duyuyorum:
“Bizimle ilgisi yok, durdurma kararı RTÜK’ün takdiri...”
Tıpkı içki kısıtlamaları konusunda televizyona çıkan Hüseyin Çelik’in her şeyi inkâr edişi gibi...
Çelik’e göre söylenenlerin, yazılanların hepsi yalan, hepsi iftira...
AKP’nin sosyal yaşamı değiştirme gibi bir niyeti yok.
İyi güzel de, Tütün ve Alkol Satış ve Sunumuna İlişkin Usul ve Esaslar Hakkındaki Yönetmelik’te yapılan o garip değişiklikler nedir?
İçki satma ve içme yasaklarının sınırlarının genişletilmesi değil mi?
“Efendim anayasa bize gençleri alkolden koruma görevi veriyor...”
İktidarın yerinde olsam Anayasa’da değişiklik yaparım ve anayasadaki gençleri alkolden koruma görevini “halkı koruma” olarak değiştiririm.
Hiç oraya buraya sapmadan, önden arkadan dolanmadan adım adım ilerleyeceğime kafadan içkiyi tümden yasaklarım, olur biter.
Nasıl olsa kimse gıkını çıkaramaz.
Sen sağ ben selamet, sorun da kökten çözülür.
Bakan’ın zor seçimi
KRALDAN fazla kralcı olmak her zaman iyi sonuç vermez.
Kültür Bakanı hiç gerek yokken Kars’taki İnsanlık Anıtı’na “ucube” diyen ve yıkılmasını isteyen Başbakan’ı korumaya kalktı.
“Başbakan ucube sözcülüğünü heykel için söylemedi. Çevredeki gecekondular için söyledi” dedi.
Ertesi gün Başbakan “Ne münasebet, ben ucube kelimesini heykel için söyledim” dedi.
Şimdi Kültür Bakanı ne yapacak?
İstifa mı edecek?
Yoksa Başbakan’ın söylediklerini yutacak mı?
Paylaş