Paylaş
Geçtiğimiz günlerde İstanbul Üniversitesi ile Maltepe Üniversitesi’nde iki doktora unvanı alan Başbakan Erdoğan’ı 13.8 için kutlamak gerekiyor.
Başbakan krizin dünyayı vurmaya başladığı günlerde büyük bir kehanette bulunarak halkımızın yüreğini ferahlatmıştı.
Kürsülere çıkıp “Merak etmeyin kriz bizi teğet geçecek” demişti.
Aylar geçtikçe baktı ki krizin teğet meğet geçeceği yok bu kez söylemini şöyle değiştirdi:
“Merak etmeyin krizi en az biz hissedeceğiz.”
Geçen aralıkta kriz ufak ufak yürekleri ve cepleri yakmaya başlayınca halkımızı şöyle teselli etmeye kalktı:
“Merak etmeyin kriz artık inişe geçti.”
Oysa kriz daha yeni tırmanışa geçmişti.
Kısa zamanda bu tip tesellilerle halkı oyalayamayacağını anlayınca bu kez kendisine karşı olan herkesi “Darbeci” ilan ederek önüne gelene savaş açtı.
Yandaşları hemen kolları sıvayarak Demirel, Cindoruk, Baykal’ı bile “Darbeci” olmakla suçladılar.
Ama bunlar da yetmedi.
Başbakan üslubunu daha da sertleştirmek gereği duydu.
Herkesle kavgaya başladı.
Tayyip Bey hem kendisinin, hem de partisinin inişte olduğunu çekirdekten yetişme bir politikacı olarak görüyor.
Bütün kavgacılık hünerlerini kullanarak bunu önlemeye çabalıyor.
Ama bu çırpınışların hiçbir yararı yok.
Ülkeyi bu kadar kötü, bu kadar keyfi yönetmeye devam ettiği sürece inişi durduramaz.
Kendisini alkışlayan eller daha büyük bir hızla yumruğa dönüşecektir.
Oysa ülkemiz iyi yönetilebilseydi bu krizi gerçekten de en az zararla atlatabilirdik.
Çünkü bizim bankacılık sistemimiz krizi yaratan “kirli kâğıtlara” bulaşmamıştı.
Krize karşı en avantajlı ülke durumundaki Türkiye Erdoğan’ın yaptığı hatalar yüzünden en büyük çöküşü yaşayan ülkelerden biri durumuna geldi.
Yazık oldu.
Kriz bazı ekonomistlerin dediği gibi bizim için avantaj olabilirdi.
Çünkü uzağındaydık, bulaşmamıştık.
Gerekli önlemler savsaklamadan alınabilseydi krizden kazançlı bile çıkabilirdik.
Başbakan girdiği çıkmaz sokaktan geri dönemez artık.
Belli ki sonuna kadar gidecek.
Kendi yanlışlarını başkalarına ciro etmek için çırpınıp duruyor.
Baykal’a saldırıyor kürsülerden:
“Askerin, polisin, yargının üzerinden elini çek. Sivil siyaset yap, sivil davran.”
Oysa hepimiz askerin, polisin, yargının içine elini sokup karıştıranın kim olduğunu görüyor.
Başbakan, düşman yaratıp onlarla kıyasıya kavga ederek umutsuzluk içinde dağılmaya başlayan tabanını güçlendirmeye çalışıyor.
Onun için herkesle, her gün bıkmadan, usanmadan kavga ediyor.
Oysa bu yolun çıkmaz bir yol olduğunu kendisi de biliyor.
Paylaş