Hani IMF’ye ümüğünü sıktırmayacaktın

SEÇİMDEN aylar önce kürsülerde IMF’ye bas bas bağırmıştı:

"Size ümüğümü sıktırmam."

Seçim bitti. IMF olmadığı için oy uğruna bol bol para harcadı.

Ama halka dağıttığı rüşvetler beklediği oyu getirmedi.

Bütçe bir yıllık açığı iki ay içinde verdi.

TÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, "gerçek bir bütçe yapılması gerektiği" konusunda hükümeti uyardı.

Hükümetin seçim atmosferinden hemen çıkarak ekonomik konulara odaklanması ve gerekli önlemleri hızla alması gerektiğini söyledi.

Son 3 ayda Türkiye kendilerinin mahir ellerinde 6.2 oranında küçüldü.

Bu küçülmeyle G-20’lerin arasında küçülme lideri oldu.

"GlobeScan"ın araştırmasına göre Türk halkı global krizden G-20 ülkeleri halklarından iki kat daha fazla olumsuz etkilendi.

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, geçen 5 ayın iyi değerlendirilmediğini vurgulayarak şöyle dedi:

"Küçülme oranları sürpriz değil. 2009’un ilk çeyreğinde de benzer boyutta küçülme yaşanacaktır. Sanayi üretim hacmimizin dörtte birini kaybetmiş durumdayız."

* * *

Global krizin başından beri, "Allah’ın izniyle bize bir şey olmaz. Bizi teğet geçer" diyeceksin.

Ciddi uyarılar yapan uzmanları, işadamlarını, yazarları, çizerleri "şeamet tellallığı" ile suçlayacaksın.

IMF’ye seçim harcamalarını engellemesin diye kürsülerden "Sana ümüğümü sıktırmam" diye meydan okuyacaksın.

Ekonomiyi berbat edip Türkiye’yi yerlerde sürünecek hale getireceksin.

Sonra da kürsülerde halkın gözünü boyamak için yaptığın efelikleri unutup ümüğünü kuzu kuzu IMF’ye uzatacaksın.

Londra’daki G-20 zirvesinde IMF Başkanı’na, "Sizi bekliyoruz. Emirlerinize amadeyiz" diyeceksin.

Sonra da memlekete haber uçuracaksın: "IMF her istediğimizi kabul etti. Anlaşma sağlandı."

Yalanla, dolanla memleket yönetilemez.

Yönetmeye kalkarsanız işte böyle memleketi yerlerde sürünecek hale getirirsiniz.

Yüzde 39 da sizin hakkınız değil.

Talabani aynı Talabani

1990’ların başında Dışişleri Bakanı olan Hikmet Çetin’le bakanlıkta bir söyleşi yapıyoruz.

O günlerde Talabani yine gündemdeydi. Yine bugünkü gibi kıvrak danslar ediyordu.

Hikmet Bey’e, "Talabani’ye güvenir misiniz?" diye sormuştum.

Teybi kapatmamı istedi.

Sonra da "Zerre kadar güvenmem" dedi.

Şimdi Talabani’nin son danslarını izlerken aklıma bu olay geldi.

Talabani aynı Talabani...

Kıvrak, bugün dediğini ertesi gün inkár eden ve tersini söyleyen...

Bizim iktidar da Talabani’ye güvenerek PKK’yı tasfiye edeceğine inanıyor.
Yazarın Tüm Yazıları