‘Gizli Çekmece’ keyfi

HEM şair, hem de meslektaşım olan Ahmet Oktay’ın ‘Gizli Çekmece’ kitabını okuyorum.

Ahmet Oktay’la Milliyet’te yıllarca birlikte çalıştık. Çok güzel günlerimiz oldu.

İyi bir şair, iyi bir gazetecidir.

Kitabın belli bölümleri benim de yakından tanıma olanağı bulduğum insanların öyküleriyle dolu.

Basının ruhunun bugünkünden çok bambaşka olduğu dönemlere ait sıcacık, keyifli öyküler bunlar...

Örneğin Şinasi Nahit’le, Doğan Kasaroğlu’yla ilgili olanlar...

Ahmet Oktay’la uzun yıllar birlikte gazetecilik yapan Şinasi Nahit 1950’li, 1960’lı yılların unutulmaz ve benzersiz gazetecilerinden biriydi.

İğneleyici dili nedeniyle hapislere girip çıkan ve başı beladan kurtulmayan Şinasi Nahit’in anekdotları unutulacak gibi değildi.

1960’ta Şinasi Nahit ‘Hop Dedik’ adlı tek yapraklı bir dergi çıkarıyor. Votka parası toplamak için önüne gelene 2.5 kuruşa satıyor.

Bir gün ihtilalin kudretli albayı, Başbakanlık Müsteşarı Alparslan Türkeş bir basın toplantısı düzenliyor. Toplantıyı izleyen gazeteciler birer birer ayağa kalkıp gazetelerinin ve kendilerinin adlarını söylüyorlar.

Sırası gelince Şinasi Nahit de kalkıyor:

‘Hop Dedik, Şinasi Nahit.’

Kudretli albay bozuluyor. Hemen kendisine açıklama yapılıyor, durum düzeliyor.

* * *

Şinasi Nahit aslında kısa fıkra ustasıydı. Demokrat Parti döneminde Ulus’ta yazdığı 5-6 satırlık zehir zemberek fıkralar yüzünden devamlı içeri girip çıkıyordu.

Bir gün Ankara Palas’ta otururken masadaki iktidara yakınlığıyla tanınan güzel bir hanım, hapisten yeni çıkmış olan Şinasi Nahit’e çıkışıyor:

‘Tabii girersiniz hapse. Üstelik komünistsiniz siz.’

Şinasi Nahit’
in kafa iyi, hemen yanıtı yapıştırıyor:

‘Hanımefendi, benim komünistliğim önemli değil. Ama ben Marx’ın sizinle ilgili bir kitabını okudum.’

‘Ne ilgisi var?
O ne zaman yaşamış, ben ne zaman?’

Şinasi Nahit
sakin sakin içkisinden bir yudum alıp şöyle diyor:

‘Var: Kitabın adı Sermaye.’

* * *

12 Mart 1971 darbesi yeni olmuş...

TRT’nin başına elektronik uzmanı Tümgeneral Musa Öğün getiriliyor.

Darbeyle birlikte devlet kurumlarında başlayan solcu avı TRT’yi de vuruyor. Pek çok meslektaş kurumdan uzaklaştırılıyor, kimi de tutuklanıyor.

Genel Müdür Musa Paşa, birimlerden kendisi için brifingler hazırlanmasını istiyor.

TRT Haber Dairesi Müdürü Doğan Kasaroğlu bunu duyar duymaz arkadaşlarına sevinçle, ‘Biz bu brifingle vartayı atlatır, çok az telefatla kurtuluruz’ diyor ve herkesi seferber ediyor.

Paşa için tam askeri yöntemle bir brifing hazırlanıyor. Şemalar, haritalar, projeksiyon makineli gösteriler...

Toplantı günü haber merkezinin bölüm müdürleri çakı gibi giyinip toplantı masasında yerlerini alıyorlar.

Paşa salona girince hepsi birden ‘Rap’ diye ayağa kalkıp Paşa’yı karşılıyorlar.

Kasaroğlu 3 saat süren bir sunum yapıyor, arkasından da brifing başlıyor, tam 12 saat...

Brifing sonunda Paşa hayranlık içinde şu itirafta bulunuyor:

‘Ben ordu yıllarım dahil, böyle bir brifing görmedim.’

Bu brifing sayesinde TRT Haber Merkezi bir iki kişi dışında fazla kıyıma uğramadan bu dönemi atlatıyor.
Yazarın Tüm Yazıları