GEÇTİĞİMİZ hafta Şef Cem Mansur’un yönettiği Akbank Oda Orkestrası’nın çok ilginç bir konserini izledim.
Konserin ilginç olmasının iki nedeni vardı.
Biri çalınan iki parçanın Finli besteci Jean Sibelius’a ait olmasıydı.
İkincisi 30 yaşındaki Türk bestecisi Can Aksel Akın’ın ney, keman ve orkestra için yazdığı "Arar"dı.
Solistler keman sanatçısı Atilla Aldemir ile neyzen Kudsi Erguner’di.
Atilla Aldemir genç bir sanatçı. Ama her geçen gün kariyeri hızla yükseliyor.
Uluslararası yarışmalarda çok önemli ödüller kazanan Aldemir’in adını önümüzdeki yıllarda çok daha sık duyacağız ve onunla gurur duyacağız.
Kudsi Erguner bir üstat. Onun yorumları yurtdışında da büyük ilgi görüyor.
Arar’ı mükemmel çalan her iki sanatçının birlikte çok daha güzel ve unutulmaz konserler vereceğini umuyorum.
* * *
Konserden önce Cem Mansur, Jean Sibelius’u anlattı.
Sibelius hem ilginç, hem de tuhaf bir adam.
1865’te doğmuş, 1957’de 92 yaşında ölmüş.
Uzun ömrünün son 26 yılında hiç beste yapmamış.
Helsinki yakınlarında bir köy evine çekilip durmadan sigara ve votka içmiş.
Finlandiya’nın yetiştirdiği en ünlü bestekár olan ve dünya müzik repertuvarına eşsiz yapıtlar kazandıran Sibelius bir gün karısını çağırıp yarım bıraktığı bestelerinin notalarını istemiş.
Sonra bunların hepsini şömineye atarak yakmış. Bu arada yazdığı son senfonisi, yani sekizinci senfoni de şöminede kül olmuş.
Sonra da karısına dönüp "Oh, şimdi rahatladım" demiş.
Sibelius 7 senfoni, 16 senfonik şiir, çok sayıda ses, oda ve sahne müziği bestelemiş.
* * *
Finlandiyalılar Sibelius adını duyunca "Evet bir sanatçı çıkardık ama pir çıkardık" derler.
Sanatçı 90 yaşındayken hastalanmış. Doktorlar vücudundan bir tümör çıkarmışlar, kesinlikle sigara ve votka içmemesini söylemişler.
Sanatçı gayet sakin bir şekilde doktorlara şöyle demiş:
"Merak etmeyin ben ölmem.Yıllar önce bana sigara ve içkiyi yasaklayan doktorların hepsi öldü ama ben hálá yaşıyorum."
Yaşamının son 30 yılında tek bir gazeteci ile konuşmayan Sibelius özellikle eleştirmenlere düşmanmış.
Bir gün bir arkadaşı Sibelius’a "Eleştirmenler senin yapıtlarında yaratıcılık olmadığı söylüyorlar" demiş.
Sanatçı, arkadaşını "Çevrene bak, gördüğün büstlerin tümü bestecilere aittir, bir tane bile eleştirmen büstü göremezsin" diye yanıtlamış.
Aydın Gün’ü kaybettik
BU yazıyı yazarken ünlü bariton Mete Uğur aradı ve büyük bir üzüntüyle Aydın Gün’ü kaybettiğimizi bildirdi.
Aydın Gün... O bir efsaneydi.
Türk opera ve balesinin bugünlere gelmesinde büyük emekleri ve çabaları vardı. Yeri doldurulamaz. Bunu bugün çok daha iyi anlıyoruz.