Geçmişten miras kalan kinler felaket getirir

HANİ Başbakan “Sakın kimse bize gaz vermeye kalkmasın, biz ne yapacağımızı biliriz” demişti ya...

Bugün iktidar partisinin yaptıklarına bakıyorum da, kendi kendilerine gaz verdiklerini görüyorum.

Haberin Devamı

Meclis’te yaşananlar akıl alacak gibi değil. 

Dünkü gazetelerdeki fotoğrafı ele alalım. 

Görüntü, demokratik bir parlamentoya hiç ama hiç yakışmıyor.

Oy verme kulübelerinin önünde AKP’li bir milletvekili durmuş, sıraya giren partisinin milletvekillerinin zarflarını denetliyor.

Sıradaki milletvekilleri ise tepki vermeden denetimden geçmeyi bekliyorlar.

Bu durumu içlerine sindirebiliyorlar.

Görüntü açık seçik bu.

Bu durumu Meclis Başkanı Mehmet Ali Şahin araştırmalı.

Fotoğraf konusunda kamuoyuna bilgi vermeli.

Söz konusu olan Meclis’in saygınlığıdır, milletin vekillerinin onurudur.

O insanlar Başbakan’ın ağzından düşürmediği milli iradeyi temsil ediyorlar.

Demokrasiye inanan herkes milli iradenin üzerine titremeli.

* * *

Görüşmelerde Meclis Başkanı’nın tutumu da ayrıca demokrasi adına bir başka içler acısı durumu yansıtıyor.

Belli ki Meclis Başkanı Mehmet Ali Şahin zaman zaman zor durumda kalıyor.

Sıkıntısını, kendisini tarafsız olması için uyaran milletvekillerine sık sık sert çıkışlar yaparak dengelemeye çalışıyor.

Ama Başbakan’ın ilan ettiği sıkıyönetim onu da bağlıyor.

Görevini, konumunun gerektirdiği gibi tarafsız ve partilerüstü bir anlayışla yerine getiremiyor.

Bu da, Meclis’te demokrasinin giderek işlemez hale doğru sürüklendiğini gösteriyor.

Demek ki, Anayasa’nın malum 3 maddesinin değişmesi iktidar için bir ölüm kalım meselesi.

Bütün bu önlemlere karşın, Anayasa Mahkemesi’nin yapısını değiştiren madde sadece iki oyla geçirilebildi.

Meclis’te yaşananlar bir gerçeği ortaya koyuyor.

İktidarın yaptığı değişiklik o kadar yanlış ki, iktidar partisinin yöneticileri kendi milletvekillerine bile güvenemiyorlar.

Oy vermeyi demokratik kuralları çiğneyerek denetim altında tutmak zorunda kalıyorlar.

* * *

Yargı bağımsızlığını yok edecek, hukuk devletini ciddi şekilde işlemez hale getirecek olan bu değişiklikler ülkenin geleceğine antidemokratik bir ipotek koyacak.

İktidarın emrine girmiş bir yargı, bu değişikliklere oy verenler için de büyük bir tehlike oluşturacak.

Gelecekte kendileri, aileleri, çocukları da o tehlike içinde yaşayacaklar.

İktidarın bu politikalarını onaylayan destekçi aydınlar da bu tehlikeyi göremiyorlar.

Dayatma bir anayasa ile Türkiye’nin yönetilemeyeceğini bilmemeleri büyük bir gaflet değil mi?

Yarın sorgusuz sualsiz içeri tıkılma sırasının bu antidemokratik gidişe destek verenlere de gelebileceğinden kimse kuşku duymamalı.

Aklı başında, iktidarla bir bağı olmayan tarafsız hukukçu ve bilim adamları gerçekleri söyleyip duruyorlar.

Ama bu uyarılara hem iktidardaki politikacılar, hem de onlara destek verenler garip bir inatla kulaklarını tıkıyor.

Şu unutulmamalı...

Geçmişte yaşanan haksızlıkların yarattığı kinle ülke yönetmeye kalkmak felaketten başka bir şey getirmez.

Yazarın Tüm Yazıları