Paylaş
Kendisini çılgınca alkışlayan izleyicileri selamlayan Smithson kulisteki odasına gidince karşısında kendisine hayran hayran bakan bir gençle karşılaştı.
Genç adam, sanatçıya kendisini görür görmez âşık olduğunu anlattı.
Bu tip aşk ilanlarına alışık olan güzel kadın, gence yüz vermedi ve ondan kendisini yalnız bırakmasını rica etti.
Genç müzisyen büyük bir hüsranla çıktı gitti.
Büyük acılarla evine giden genç bundan sonraki yaşamında kendisini büyüleyen bu kadına duyduğu aşktan kurtulmak için çabaladı.
Ama bunu başaramadı.
Kalbini yakan bu aşk, her geçen gün daha da büyüdü, dayanılmaz bir hale geldi.
Sonunda aşkına karşılık vermeyen bu kadın için eşsiz bir senfoni bestelemeye karar verdi.
Aşkını, çektiği acıların ruhunda yarattığı fırtınaları, uykusuz gecelerini müzikle anlatacaktı.
* * *
Senfoniyi 1830 yılında tamamladı. Adını da “Fantastik Senfoni” koydu.
Genç müzisyen senfoninin konusunu şöyle belirlemişti:
“Aşırı duygulu genç bir müzisyen, umutsuz bir aşk içinde afyon zehri içerek yaşamına son vermek ister. Zehrin dozu az olduğundan ölmez, fakat derin bir uykuya dalar. Rüyasında duyguları, anıları, hasta zihninde müzikal düşünceler ve imgeler halinde belirir. Sevdiği kadın ise bu görüntüler arasında sürekli karşısına çıkmaktadır.”
5 bölümlü senfoni, bu hüzün dolu romantik öyküyü notalarla dile getirir.
Genç müzisyen, ruhundaki acıları, fırtınaları, dizginlenemez aşk tutkusunu, gördüğü kâbusları, umutsuzluğu, sahip olamadığı kadını öldürmesini müzikle anlatır.
“Fantastik Senfoni” genç bestecinin hüzün dolu ruhudur, kırık kalbidir aslında.
Bu duygu dolu harika senfoni 1830 yılında Paris’te seslendirilir ve genç Fransız besteci Hector Berlioz’u (1803-1869) bir anda büyük üne kavuşturur.
Kısa zamanda çok sevilen senfoni sadece orkestraların değil, dans topluluklarının da repertuvarına girer.
Genç besteci Hector Berlioz artık ünlü bir müzisyendir ama hâlâ kalbi kırık, ruhu hüzün dolu bir âşıktır.
* * *
Aradan iki yıl geçer.
Ünlü tiyatro sanatçısı, Berlioz’un taptığı kadın Harriet Smithson’un yolu Paris’e düşer.
Gittiği bir konserde Fantastik Senfoni’yi dinler ve bu müziğe âşık olur.
Sonra bestekârı ile tanıştırılır.
İki yıl önce görür görmez kendisine âşık olan Berlioz’a bu kez ilgisiz kalmaz ve kendisine olan aşkı için bu şaheseri yaratan adama o da âşık olur. Hemen evlenirler.
Berlioz’un müzik dünyasına olağanüstü bir senfoni armağan eden tutukulu aşkı böylece mutlu sonla noktalanır.
Önceki akşam bu muhteşem senfoninin büyüleyici yorumunu şef Sascha Goetzel yönetimindeki Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası’ndan dinledik.
Bu hüzünlü aşkın öyküsü, notalara ancak bu çılgınca sevgiyi yaşayan insan tarafından bu kadar güzel dökülebilirdi.
Hiç kuşkusuz yılın en çarpıcı, en iyi konseriydi.
Paylaş