Fakir fukaranın işi Allah’a kalmış

2007 seçiminden bir ay kadar önceydi. İlan edilen fındık fiyatları Karadenizlileri çılgına döndürmüştü.

Herkes Tayyip Bey’e ve partisine ateş püskürüyordu.

Yazgısını fındığa bağlamış milyonlarca insan, AKP iktidarının kendilerini perişan ettiğini söylüyor, ağza alınmayacak küfürler savuruyordu.

Hükümetin ilan ettiği fiyatın fındığın maliyetini bile karşılamadığını savunuyorlardı.

Bazıları "AKP bu seçimde Karadeniz’den zor oy alır" diyorlardı.

Oktay Ekşi ile Ordu’da epeyce yeri dolaştık, bir sürü insanla konuştuk.

Herkes aynı öfke içindeydi.

AKP’nin Karadeniz’de büyük bir hezimet yaşaması bekleniyordu.

İstanbul’a döndükten sonra gezimiz hakkında soru soran herkese izlenimlerimizi aktardık ve AKP’nin Karadeniz’de oy kaybına uğramasının kaçınılmaz olacağını söyledik.

Ama seçimde alınan sonuçlar bu öfkenin sandığa yansımadığını gösterdi.

Hatta Karadeniz illerinde AKP’nin oyları bir önceki seçime göre daha da arttı.

Örneğin fındığın merkezi olan Ordu’da AKP rekor düzeyde oy aldı.

Mart ayında yapılacak yerel seçimlerden önce de hava 2007 seçim öncesi gibi.

AKP yine fındık üreticisini perişan etti.

Bakalım bu kez Karadeniz insanı ne yapacak?

* * *

Geçtiğimiz günlerde Bodrum’da bir kafede otururken sahibi gelip dert yanmaya başladı.

"Bu AKP tüm esnafa işkence ediyor. Her gün maliye müfettişleriyle uğraşıyoruz. Defterlerimizi didik ediyorlar. Hepimiz bıktık usandık."

Kafe sahibi esnafın nasıl perişan durumda olduğunu örnekler vererek anlatıyordu.

Esnafın borç içinde yüzdüğünü, bir arkadaşlarının 500 bin YTL’ye varan borcunu ödeyemediğini ve intihar ettiğini anlattı.

Bu ve buna benzer şikayetleri yalnız Bodrum’da değil, hemen her yerde duyuyorum.

Küçük, büyük sanayici başta olmak üzere hemen bütün sektörlerdeki insanlar aynı sıkıntılardan söz ediyor.

Çiftçi derseniz, onların hali malum.

Memur, işçi, emekli; onlar da perişan.

İnsanlar yaşamlarını sürdürmek ciddi bir savaşım veriyorlar.

* * *

Hepimiz her gece televizyon haberlerini izliyoruz.

Gazeteci arkadaşlarımız kime mikrofon tutsa hep aynı feryat yükseliyor:

"Pahalılığın altında eziliyoruz. Arka arkaya gelen zamlar bizi perişan etti. Bu kışı nasıl geçireceğiz bilemiyoruz. İşimiz çok zor, Allah yardımcımız olsun."

KESK’in yaptığı araştırma karamsarlıkları artırıyor.

Bu araştırmaya göre 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı ayda 730 YTL.

Yine 4 kişilik ailenin yoksulluk sınırı 2 bin 310 YTL.

Üniversite mezunlarının asgari ücretle iş bulamadıkları Türkiye’de 2 bin 310 liraya iş bulmak hangi babayiğidin harcı?

Türkiye’de durum bu kadar vahim. Küresel kriz bize ulaştığında ne yapacak bu halk?

Tayyip Bey’in bir gecede yapılan hesap değişiklikleriyle milli geliri 10 bin dolara çıkarması durumu düzeltmeye yetmiyor.

Allah fakir fukaraya kolaylık versin.

* * *

Bütün okurlarımın Şeker Bayramı’nı saygı ve sevgi ile kutlar, sağlık ve mutluluklar dilerim.
Yazarın Tüm Yazıları