Paylaş
İktidarın yanlışlarından dönmeyi bile kendine yediremeyen aşırı güveni...
Dünya ekonomisindeki tatlı baharın sona ermesi ile AKP’nin yelkenlerini dolduran dış kaynaklı rüzgárların kesilmesi...
Yoksulluk, işsizlik, yolsuzluk ve talan...
İşte bu etkenler AKP’nin erime sürecini başlattı.
Sanırım Tayyip Bey ve arkadaşları, bizi kimse yıkamaz, biz ülkeyi istediğimiz gibi yönetiriz pervasızlığını bırakırlar.
Bunu yapabilirlerse Türkiye rahatlar, yoksa yıkılmaları hızlanır.
Bu seçimde kampanya sürecinin kirletildiğine de tanık olduk.
İktidar partisi seçmenden oy almak için her yolu denedi.
Sosyal devleti işletmeyerek insanları sadakaya muhtaç etti.
Gıda paketi, alışveriş çeki, yeşil kart, para, altın ve kömür dağıttı.
Bunlar yetmedi, buzdolabı, çamaşır makinesi, fırın, mobilya verdi.
* * *
Bedava kömür olayının üzerinde biraz durmak gerekir.
"Başbakan’ın valileri"nin dağıttığı kalitesiz kömürler 15-20 yıl önce yaşadığımız hava kirliliğini geri getirdi.
İktidar, oy almak uğruna insanların zehirleme tehlikesini bile umursamadı.
Özellikle kentlerdeki hava kirliliğinin tehlike sınırlarını katbekat aştığı ölçüm raporlarıyla da kanıtlandı.
İktidar bundan hiç rahatsız olmadı. Çünkü tek amaçları oy almaktı.
Yukarıda yazdıklarım artık olağan kabul edilen olaylar.
Şimdi biraz daha özele inelim ve bir ilimizde seçim kampanyasının ne kadar kirletildiğini örneklerle anlatalım.
Söz konusu il Eskişehir. Bu ilde iki dönemdir belediye başkanlığı yapan Yılmaz Büyükerşen son derece başarılı.
Eskişehir’i bir Avrupa kenti boyutlarına taşıdı.
Ama AKP Eskişehir’i almayı kafaya koydu.
Parti bunun için iki Eskişehir milletvekilini görevlendirdi.
Bunlardan biri Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, öteki Murat Mercan.
Bu iki mimarın önderliğinde AKP örgütü Büyükerşen’e kampanya boyunca sürekli belden aşağı vurdu.
Akıl almaz vaatler yaptılar, tehditler savurdular.
* * *
Baktılar olmadı bu kez bazı çirkin oyunlara girdiler. Cep telefonlarına Yılmaz Hoca’nın tutuklandığı, ona verilecek oyların boşa gideceği mesajını yaydılar.
Pek etkili olmadı.
Bu kez Almanya’dan Büyükerşen’in sesini taklit eden bir kişinin sesli mesajını yaydılar:
"Ben Yılmaz Büyükerşen. Büyükşehirde bana oy veren hemşerilerimden ilçelerde AKP’li belediye başkan adaylarına oy vermelerini rica ediyorum."
Bu da olmadı.
Büyükerşen hakkında geçen seçimde attıkları yolsuzluk iftiralarını bir kez daha ısıtıp sofraya koydular.
Bu konudaki düzmece haberleri yayınlattırdıkları gazeteleri kentte, özellikle cuma günleri camilerde dağıttılar.
İnanan olmadı.
Sonunda akla hayale gelmeyen bir yol buldular. Sandıkta AKP’ye oy verdiğinin fotoğrafını cep telefonuyla çekip getirene altın verileceğini ilan ettiler.
Bütün bu oyunlar bir işe yaramadı, Eskişehirli yine Yılmaz Büyükerşen dedi.
Unakıtan da sonuçlar belli olunca hızlı trene binip Ankara'nın yolunu tuttu.
Paylaş