BAŞBAKAN Erdoğan, Türkiye’nin büyük küçük bütün belediyelerini istiyor.
Onun için her türlü siyasi ve ekonomik silahı kullanıyor.
Sosyal devleti bir kenara itiyor, bizim vergilerimizle "sadaka politikası" uyguluyor.
Muhtaç durumda olan milyonlarca insanı öldürmeyip sıtmaya razı ediyor.
Kömür dağıtıyor, gıda paketleri dağıtıyor, imarethaneler kuruyor.
Bunu belediyeler eliyle yapıyor.
Zorda bırakılan vatandaş bu yardımları alınca, "Allah razı olsun.Bunlar olmasa acımızdan öleceğiz" diye Erdoğan ve partisine dua ediyor.
Oysa devletin görevi, vatandaşlarını ona buna muhtaç ettirmemektir.
Sosyal devlet, vatandaşlarını bedava yemek dağıtılan çadırların önünde başı öne eğik kuyrukta bekletmez.
Tayyip Bey siyasi nüfuzunu artırmak, uyguladığı "sadaka politikası"nı tüm yurda yaymak için kazanamayacağı belediyeleri ele geçirmeyi amaçlıyor.
Bunu gerçekleştirmek için de partisinin oylarının düşük olduğu belde ve ilçelerdeki belediyeleri, AKP’nin güçlü olduğu belediyelerle birleştiriyor.
En belirgin örnek de Bahçeşehir Belediyesi.
Bahçeşehir, Türkiye’de modern şehirciliğin mükemmel bir örneği.
Kusursuz altyapısı, çağdaş, estetik yapılaşması ile gelişmiş, dünya ölçeğinde modern, uygar bir yer.
İşte bunun için Bahçeşehir, Tayyip Bey’in iştahını kabartıyor.
Ama önemli bir sorun var; AKP’nin burada sandıktan çıkması olanaksız.
Bunun önemli nedeni, genç ve başarılı Belediye Başkanı Kemal Aydın...
Tayyip Bey ve arkadaşları bunun için dünyada eşi menendi görülmemiş bir oyun tezgáhlıyorlar.
Bahçeşehir’i Başakşehir Belediyesi’ne katıp orada eritmek istiyorlar.
Başakşehir ile Bahçeşehir arasındaki mesafe 30 kilometreymiş, bu hiçbir siyasi etiğe sığmazmış...
Bunlar, Erdoğan ve arkadaşlarının umurunda bile değil.
* * *
Demokratik bir ülkede iktidarların aklına bile getirmediği böyle etik dışı uygulama, Bahçeşehir’de yaşayan 50 bin insanı ayaklandırdı.
Bu abuk sabuk yasanın iptali ve yürütmenin durdurulması için Anayasa Mahkemesi’ne başvurdular.
Ama nedense Anayasa Mahkemesi, Anayasa’nın, insan hak ve özgürlüklerinin özüne aykırı olan böyle bir uygulama için şu ana kadar parmağını bile oynatmadı.
Bahçeşehirliler, Anayasa Mahkemesi Başkanlığı’na 30 bin imzalı bir dilekçe göndererek "Yasa ile birlikte ortaya çıkan belirsizliklerin sona erdirilmesini, belediyelerinin kapatılmamasını" istediler.
Eğer Anayasa Mahkemesi bir çözüm getirmezse sorunu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşıyacaklar.
Bence Tayyip Bey zaman yitirmeden şunu da yapsın:
Çankaya Belediyesi’ni Keçiören’e...
Beşiktaş’ı memleketi Rize’ye...
Kadıköy’ü Konya’ya...
Bakırköy’ü de İzmit’e...
Bağlasın, oraları da alsın ve olsun bitsin.
Kılıçdaroğlu ağır bastı
EVET abartı değil gerçek bu.
Dengir Mir Mehmet neden bu tartışmaya katılmayı göze aldı anlayamadım.
Çünkü Kemal Kılıçdaroğlu’nun elinde belgeler olduğunu bilmeliydi.
Bürokrasiden siyasete geçen Kılıçdaroğlu soğukkanlı ve sakindi. Elindeki belgeleri çok iyi kullandı.
Dengir Mir ise savunmadaydı. İddialara tatmin edici yanıtlar veremedi.