Demokrasi savaşından yüz akıyla çıkmalıyız

ÖNEMLİ bir olayla karşılaştığımız zaman nedense sağduyu ile hareket edemiyoruz.

Olaya aşırı öfkeyle yaklaşıyoruz.

Esip yağıyoruz, kestirip atıyoruz, hatta kırıp döküyoruz. Â

Toplumu yatıştırıp rahatlatacağımıza ortamın yay gibi gerilmesine yol açıyoruz.

Sonra her olayda olduğu gibi kısa süre içinde olayın etkisi geçiyor, öfkemiz sönüveriyor.

Sanki o kırıp dökecek kadar celallenen biz değilmişiz gibi olayı unutup gidiyoruz.

Dileyelim ki bu kez böyle olmasın.

Hem Başbakan hem de Genelkurmay Başkanı bu işin peşini bırakmamalıdır.

Olayı sonuna kadar götürüp suçluların cezalandırılmasını sağlasınlar.

Çünkü söz konusu belge gerçekse çok vahimdir, sahteyse durum çok daha vahimdir.

Bu olay unutulamaz, unutulmamalıdır.

Şunu özellikle belirtmek istiyorum.

Hem Başbakan hem de Genelkurmay Başkanı dünkü buluşmaya kadar toplumu yatıştıracak kararlı bir tutum içinde olamadılar.

Keşke olay Taraf Gazetesi’nde yayınlandığı gün bir araya gelselerdi.

Ortalık bu kadar gerilmez, kurumlar arasındaki güven böylesine hırpalanmazdı.

* * *

Gelelim Genelkurmay’da hazırlandığı iddia edilen "İrticayla Mücadele Eylem Planı"na...

Metni okuduğunuz zaman, bunun yazımında bir ilkokul öğrencisinin bile yapmayacağı kadar büyük saçmalıklar olduğunu görüyor insan.

Belgeyi kurmay bir albayın hazırlamış olabileceğine inanmak olanaksız.

Diyelim ki bütün bu saçmalıklara rağmen belge gerçek.

Böyle bir belgeyi Ergenekon sanığı olan bir insanın bürosunda saklamasına ne dersiniz?

İhtilal hazırlığı içinde olan insanlar bu kadar geri zekálı olabilirler mi?

Tarihte arkasından tonlarca belge bırakan ihtilalciler grubu ne görülmüştür, ne de duyulmuştur.

Tersini düşünürsek, yani belge sahteyse ne olacak?

Devletin kurumlarını yıpratmayı, hatta yıkmayı amaçlayan devlet içinde ve dışında yuvalanmış bir çete var demektir.

O çetenin peşine düşülecek mi?

O çetenin uzantıları bir bir açıklanacak mı?

* * *

Belge gerçekse de, sahteyse de devletin işi zor...

Bu olaydan dönüş yok, olmamalı.

İşin sonuna kadar gidilmeli. Bu, demokrasimiz açısından yaşamsaldır.

Bir noktaya daha deÄŸinmek istiyorum.

Belgeyi hazırladığı iddia edilen ve altında imzası bulunan Albay "Ben yazmadım" diyor.

Ancak belgenin sahte mi, gerçek mi olduğu kriminal incelemede kesinlik kazanacak.

Bu inceleme sadece askeri savcılık tarafından jandarmaya yaptırılmamalı.

Sivil kurumlar da incelemeli belgeyi.

Bu olayın çözülmesi, suçluların belirlenmesi demokrasimiz açısından çok önemlidir.

Hem siviller hem de askerler, demokrasi için ortak bir çaba içinde olmak zorundalar.
Yazarın Tüm Yazıları