ÇANKAYA açısından "Vahamet" arz eden bir olay yaşadık.
Cumhurbaşkanı bal gibi atamasını yaptığı tek rektör olayında YÖK’ü suçladı.
Rektör adayları ile ilgili YÖK dosyasında ikinci sırada olan Prof. Dr. Fazıl Tekin’in eşinin kara çarşaflı olduğuna dair bir bilgi notu bulunduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı bunu "inanılmaz bir olay" diye yorumladı.
"Çünkü araştırttım.Adam bekár çıktı.Böyle inanılmaz olaylar oluyor" dedi.
Açıklamayı okuyan, duyan tüm insanlar YÖK’ün yaptığının "rezalet" olduğunu düşündü.
Oysa bilgi notunu YÖK göndermemişti.
Dün öğle saatlerinde YÖK Başkanı Prof. Erdoğan Teziç’le konuştum.
Hem çok üzgündü, hem de şaşkındı.
Çünkü bir süre önce Cumhurbaşkanı’na yaptığı ziyarette Gül, bu bilgi notundan bahsetmiş, ama bunun YÖK’ten geldiğine dair bir imada dahi bulunmamıştı.
Prof. Teziç "Açıklama yapmak zorundayım.Yoksa bu iş YÖK’ün üzerinde kalacak" dedi.
Ve kısa bir süre sonra "Bilgi notuyla ilgimiz yok" diye açıklama yaptı.
* * *
Şöyle düşündüm.
Cumhurbaşkanı, Teziç’e bu olayı anlattığına göre bunun YÖK’ten gelmediğini biliyordu.
O zaman neden gazetecilerde YÖK’ten geldiği sanısını uyandıracak bir söylem kullandı?
Gül böyle bir söylem hatası yapacak kadar deneyimsiz bir insan değil.
O zaman konuyu saptırmayı mı amaçladı?
Peki YÖK’ün açıklama yapacağını nasıl düşünmedi?
İşte onun için "Olay Çankaya açısından vahamet arz ediyor" diye girdim yazıya.
Sonuç ne oldu?
Cumhurbaşkanı, Teziç’in açıklamasından kısa bir süre sonra açıklamasını düzeltmek zorunda kaldı.
Gül milletin cumhurbaşkanı olmak yerine, böyle AKP’nin cumhurbaşkanı gibi düşünür, "Her geleni" onaylarsa Çankaya kaynaklı daha da vahim olaylara tanık oluruz.
Komutanlar Cephesi
SON günlerin ellerden düşmeyen Fikret Bila’nın bu kitabı yakın tarihimize ait çok önemli, düşündürücü bilgileri içeriyor.
Türk Silahlı Kuvvetleri’ni yıllarca yöneten Genelkurmay başkanlarını, kuvvet komutanlarını konuşturmanın ne kadar zor olduğunu çok iyi bilirim.
Bunu başaracak gazetecinin büyük bir saygınlığa ve güvenirliliğe sahip olması gerektiğini de bilirim.
Türk Silahlı Kuvvetleri 1992-1997 yılları arasında verdiği olağanüstü bir mücadele ile dünyanın en kanlı terör örgütü PKK’nın belini kırmayı başardı.
6 yıl süren bu zorlu mücadeleden sonra 2001-2002 yıllarında PKK’nın eylem yapama gücü sıfıra yaklaşmıştı.
Ancak son 5 yılda, AKP iktidarı döneminde bütün uyarılara rağmen siyasi kararlılıkta zaaflar ortaya çıkmış ve terör yeniden palazlanmıştır.
PKK yeniden büyük eylemler koyabilir hale gelmiştir.
Şimdi yeniden zorlu bir mücadeleye girilmiştir.
"Komutanlar Cephesi" bu zorlu yılları, daha sonraki dönemde yapılan yanlışları, siyasi ihmalleri bütün ayrıntılarıyla en yetkili kişilerin ağzından gözler önüne seriyor.