Paylaş
Satır başları şöyle:
Bugün Türkiye’yi kendisini mağdur ve mazlum sanan bir iktidar yönetiyor. Bu psikoloji içinde olan bir iktidar gerçek mağdur ve mazlumların hakkını arayamaz.
İktidar kendi mağdur ve mazlumluklarını kaldırmak amacıyla Anayasa’yı değiştirmek istiyor.
Askerle, yargıyla bu amaçla kavga ediyor.
Bu iktidar din gücünü kullanmayı deniyor. Rejimi değiştirmek istiyor.
Bu nedenle Anayasa Mahkemesi ile karşı karşıya geliyor.
Anayasa Mahkemesi’nin bu iktidarla ilgili kararları AKP’nin sırtındadır.
Onun için iktidar Anayasa Mahkemesi’nin yapısını değiştirmenin hesaplarını yapıyor.
TSK ve yargı ile sürdürülen kavgalar normal yaşamı ortadan kaldırıyor.
Bu ortam, sizi yanlış kararlara götürür. Uygarlık projelerine karşı kararlar almak zorunda kalabilirsiniz.
* * *
Cumhuriyeti koruma ve kollama görevi halka hiç bugünkü kadar büyük bir sorumluluk getirmemiştir.
Yakınımızdaki büyük bir tehlikeye dikkat çekmek istiyorum.
Antidemokratik yollarla cumhuriyetin önünü kesmeye çalışanlara karşı koymalıyız.
“Biz cumhuriyetimizden, laik, demokratik rejimden memnunuz, biz AB’ye girmek istiyoruz” diyenler siyasi bir güç altında birleşmelidir.
Bunun için siyasi bir harekete ihtiyaç vardır. Bizim yapmak istediğimiz de budur. Ben oy istemiyorum. Ben herkesi bu iktidara karşı devreye sokmak istiyorum.
Devlet yapısı, devleti yönetenler tarafından değiştirilmek isteniyor.
Yargıçlar bölündü. Halk bölündü.
Yargı kendi güvenliğini koruyamıyorsa, bu nedenle iktidar tarafından bir kutup haline getiriliyorsa işimiz zorlaşır.
Beşiktaş Adliyesi gidip Silivri’deki “toplama kampı”nda yargılama yapıyor. Dünyada böyle gezginci mahkemeler yok.
Yargıç atamaları tam 21 gün sürdü. 21 gün kısa bir süre değildir. Başbakan’ın oğlu 21 günde askerliğini yaptı.
Geçmişte laik demokratik cumhuriyet hep siyasi partilerin güvencesi altında oldu.
Türkiye, Ankara’da cumhuriyet kimliğiyle çelişen bir devlet yönetimine tahammül edemez.
* * *
Bizim başlattığımız hareket sadece iki partinin birleşmesinden ibaret değil. Hedef merkezi toparlamak ve siyasette güçlü hale getirmek.
Bu hareketin mantığında halk var. Halk hareketleri çabuk büyür. Liderini kendi içinden çıkarır.
Siyaseti doğallaştıracağız, bağırmayan bir üslup oluşturacağız, dokunulmazlıkları kaldıracağız, partiler kanununu düzelteceğiz, seçim harcamalarını kurallara bağlayacağız.
Bizim getireceğimiz liberal demokrasi ile bağımsızlık güçlenecek, özgürlükler genişleyecek, insan hakları standardı bütün ülkeyi içerecek, topluma barış gelecek.
Şunu anımsatmak istiyorum, seçmen kütlesi sürekli yanlış yapmaz. İktidarın oy kaybı katlanarak devam edecek ve Türkiye’de ilk seçimde iktidar değişecektir.
* * *
Cindoruk’un söyledikleri satır başlarıyla bunlar.
Hiç kuşku yok ki, “merkez sağ” güçlendikçe Türkiye’de siyasi dengeler yerine oturacak, rejim kavgaları gündemden kalkacak, Türkiye normale dönecek ve sancılar, endişeler sona erecek.
Paylaş