Paylaş
Öğleden önce Anavatan Partisi’nin (ANAP) kongresi toplanacak ve 2007’deki anlaşma gereğini yerine getirerek partinin feshine karar verecek.
Öğleden sonra ise Demokrat Parti’nin kongresi olacak.
Bu kongrede ANAP’lı üyelerin yeni Genel İdare Kurulu’na katılması için seçim yapılacak ve iki partinin DP çatısı altında birleşmesi tamamlanacak.
Bu iki kongre sonucunda Demokrat Parti (DP) adı altında merkezin iki siyasi hareketi tek parti olarak siyasi yelpazedeki yerini almış olacak.
Bu birleşmenin önemini anlatabilmek için biraz eskiye dönmek gerekiyor.
2002 seçimlerinde yeni kurulan AKP yüzde 34 oy alarak parlamentodaki sandalyelerin yüzde 65’ini kazandı.
AKP’nin bu başarısının tek nedeni, merkezdeki partilerin 2001 ekonomik krizinin ağır faturasını ödemek zorunda kalmasıydı.
Merkez sağ ve merkezdeki oyların tamamına yakını AKP’ye akmıştı.
2007 seçiminde ise yine merkezin toparlanamaması nedeniyle AKP ikinci kez tek başına iktidar oldu.
* * *
Bu hareketin güçlenmesi hiç kuşkusuz alternatifsizlik nedeniyle AKP’ye oy vermek durumunda kalan seçmenlerin DP’ye dönmelerini sağlayabilir.
Bu durumda siyasi yelpazedeki dengesizlik de giderilmiş olur.
Demokratik rejim açısından bugünkü birleşme ve bütünleşme işte bu yüzden çok çok önemlidir.
Merkez soldaki partilere oy vermek istemeyen seçmenler AKP’ye oy vermeye mahkûm olmaktan kurtulacaktır.
Demokrat Parti’nin gelişip güçlenmesi AKP’yi daha sorumlu ve dikkatli davranmaya zorlayabilir.
Bu açıdan da demokratik rejimin daha sağlıklı işlemesi gerçekleşebilir.
Onun için demokratik rejimin tehlike içinde olduğuna inanan ve gelişmelerden tedirgin olan merkezdeki insanların bu harekete katkıda bulunması gerekir.
Herkes şunu iyi bilmeli ki, merkezde bütünleşme olmadan siyaseten Türkiye rahatlayamaz.
Bu nedenle hem ANAP hem de DP yöneticileri büyük bir özveri ve sorumlulukla bu işi bugün tamamlıyorlar.
Cindoruk birleşme tamamlandıktan sonra hareketin daha büyük bir heyecanla hedefe yürüyeceğini söyledi.
Yıllarını politikaya vermiş, siyasetin dikenli yollarından geçmiş olan Cindoruk şöyle dedi:
“Türkiye ciddi bir sıkıntı içinde. Hem ekonomik hem de rejim yönünden. Ben Anadolu’yu sürekli geziyorum. Durum vahim. Onun için herkes elini taşın altına sokmak zorunda.”
Sonra da hemen herkesin merak ettiği bir konuya açıklık getirdi:
“Bakın, benim bu yaşta buralarda ne işim var? Neden merkezi ayağa kaldırmak için çırpınıp duruyorum? Benim kişisel bir beklentim yok. Ne mevki, ne makam peşindeyim. Tek çabam ülkenin karşı karşıya olduğu tehlikeyi bertaraf etmek.”
Cindoruk siyasette her türlü umuru görmüş. Ne liderlik peşinde, ne de başbakanlık...
O ülkenin mutluluğu, cumhuriyetin selameti peşinde.
Paylaş