Paylaş
Bir gerçek daha var, o da şişeden çıkan cinin neler yapacağının, kimlere neler yaptıracağının, neler söyleteceğinin hiç belli olmayacağı...
Şimdi gelişmelere bakalım.
Aysel Tuğluk (DTP Diyarbakır Milletvekili):
“Tek devlet, tek bayrak, bunlarla bir sorunumuz yok. Ama içindeki halkaların barıştırılması ve onların haklarının güven altına alınması gerekir. Eğer bu süreç de tıkanırsa, o zaman başka seçenekler de tartışılır. Kürtler de ayrılığı tartışmaya başlayabilir.”
“PKK’nın bir kitlesel gücü, bir tabanı var. Bana göre akıllı bir devlet, sürece Öcalan’ı da katar.”
“İmralı’nın F tipine dönüştürülmesi, dil enstitüsü, köy isimlerinin iadesi ve dağdakileri ’Gelin devlete sığının’ mesajları... Bunlar tatmin etmiyor.”
“Atalay’ın açıklamasına Ak Parti’nin düzeltme yapmasını bekliyoruz... DTP olarak, böyle içi boş bir süreçten çekilmeyi de düşünebiliriz.”
“Silahsızlanma, ancak çözümle birlikte varılabilecek bir hedeftir.”
“Vatandaşlık tanımının Türklük üzerine olmaması, tanımlamanın etnik unsurlardan arındırılması gerekir.”
“Anadilde eğitim hakkı güvenceye alınmalıdır. Bizce resmi dilin Türkçe olmasında hiçbir problem yoktur. Ancak Kürtçe kullanımının da önü açılmalıdır.”
“Katı bir ulus devlet anlayışında diretmek çılgınlıktır. Hele hele bunu Mezopotamya gibi çokkültürlü ve çokkimlikli bir bölgede yapmak adeta intihardır.”
* * *
Ahmet Türk (DTP Genel Başkanı):
“Barışı gündemden kaldıran Kürtler olmayacaktır. Ancak DTP’nin katkıları da sınırlıdır. Çünkü 30 yıldır canını vererek bu sürecin içinde olanların mutlaka müzakerelerin de içinde olması gerekir.”
“Ölümü gösterip sıtmayarazı etmek istiyorlar. Biz ölmeye hazırız. Sıtma yerine ölümü yeğleriz.”
“Rabbim bu mübarek ayda barışı sağlasın. İsterse ikinci gün canımı alsın. Moralinizi bozmayın. Kimse bu süreci engelleyemez.”
* * *
Osman Baydemir (Diyarbakır Belediye Başkanı):
“Çift taraflı silahlar susarsa, ben bir Kürt evladı olarak çıkıp derim ki, askere sıkılan kurşun bundan böyle bana sıkılsın. Türk aydını, Türk politikacısı da çıksın desin ki bundan böyle gerillaya sıkılan kurşun bana sıkılsın.”
“Hangi adalete güveneceğiz? Panzere taş atmak doğru değil ama panzere taş attı diye 25 yıl ceza veren adalete mi güveneceğiz? Halkın yüzde 66’sının oyu ile seçilmiş birinin elini sıkmayan adalete mi güveneceğiz.”
* * *
Evet bu sözlerin tümü önceki gün Diyarbakır’da söylendi.
Bu sözler içinde doğru, haklı ve barıştan yana olanlar var.
Tahrik edici olanlar var.
Meydan okuyanlar var.
Tehdit edici olanlar var.
Bütün bu sözler, bu sonsuz beklentiler artık bu yoldan geriye dönüş olamayacağını ortaya koyuyor.
Düşünmeden, gerekli hazırlıkları yapmadan şişenin ağzını açanları sorumluluklarla dolu zor bir süreç bekliyor.
Paylaş