TÜRKİYE siyasi tarihinde bu kadar hızlı bir lider değişimi olmadı.
Baykal istifa ettikten sonra bir hafta içinde lider konusunda uzlaşmaya varıldı. CHP’nin örgütü, milletvekilleri ve yönetimi Kemal Kılıçdaroğlu adı etrafında birleşti. Kılıçdaroğlu olağanüstü kurultayda karşıt oy çıkmadan seçildi ve genel başkan oldu. Kılıçdaroğlu adı, hem örgütte, hem de halkta büyük bir heyecan yarattı. İktidar alternatifi olan ikinci partideki bu değişim, AKP’de ve bu partiye destek veren kesimlerde rahatsızlık yarattı. Daha ilk günden Kılıçdaroğlu türlü karalama, küçümseme, gözden düşürülme odağı haline getirildi. Baykal kasedi ile birtakım karanlık güçler CHP’nin parçalanıp güçsüz hale getirilmesini planlanmıştı. Ama Kılıçdaroğlu adı bütün hesapları bozdu ve CHP umulanın tersine bu kaostan güçlenerek çıktı. CHP’yi parçalayarak AKP’yi tamamen seçeneksiz hale getirme planı da suya düşmüş oldu. * * * Şimdi CHP’nin atması gereken çok yaşamsal adımlar var. Baykal’ın zorunlu istifasıyla başlayan değişimin tamamlanması, partinin yapısının ve vitrininin baştan aşağı yenilenmesini gerektiriyor. Bu noktada, Genel Sekreter Önder Sav ve parti yöneticileri demokrasi adına bir özveride bulunmalıdırlar. Hem de hiç zaman yitirmeden. Yapılması gereken şudur: Önder Sav istifa ederek yerini genç, dinamik bir genel sekretere bırakmalıdır. Genel Sekreterlik CHP’de tarihsel bir önem ve sorumluluk taşıyan makamdır. Bugün yönetimde olan Sav’a yakın olan yöneticiler de koltuklarını boşaltmalıdırlar. Onların yerlerini genç, dinamik, çalışkan, parti örgütüne Kemal Bey’in getirdiği heyecanı ülkenin en ücra köşesine kadar taşıyacak partililer almalıdır. Bu yapılmaz, Sav ve ekibi partinin yönetiminde kalmakta ısrarlı olurlarsa genel başkan değişiminin yarattığı heyecan umutsuzluğa dönüşebilir. Ecevit dönemini parti içinde yaşayanlar atılması gereken bu adımın ne kadar yaşamsal olduğunu çok iyi bilirler.     * * * Bu saptamalar ışığında gerçek sosyal demokrat partinin izlemesi gereken yol şu olmalıdır: CHP örgütleri kurultay endeksli örgütler haline getirilmiştir. Gözden geçirilmesi kaçınılmazdır. CHP sadece şikâyetle bir yere varamaz. İnandırıcı ve gerçekçi projeler geliştirilmelidir. Bunun için parti içinde bulunan ama bugüne kadar isimleri ön plana çıkarılmayan yetenekli uzmanlara görev verilmelidir. Güneydoğu ile Doğu’ya ne pahasına olursa olsun gidilmeli, küstürülen halkla barışılmalıdır. CHP gerçek sosyal demokrat parti kimliğine bürünürse Doğu ve Güneydoğu’da eski gücüne kavuşur. CHP daha fazla demokrasi, daha fazla özgürlük, daha fazla insan hakları, daha fazla hukuk devleti, daha fazla sosyal ve ekonomik reform savunucusu olmalıdır. Emeğin, hakkıyla kazancı hedeflemiş girişimcinin hep yanında olmalıdır. Laiklik konusunda dindar insanları kırıcı değil, kucaklayıcı bir politika oluşturmalıdır. Bu konuda samimi ve dürüst projeler üretmelidir. Teröre ve Kürt sorununa içtenlikle eğilinmeli, bu sorunun kalıcı ve hakkaniyetli bir barışla sonlandırılması için çaba harcamalıdır. CHP daima 72 milyonun hakkının, hukukunun, refahının güvencesi olduğunu ortaya koyan politikalar yürütmelidir. Partinin, örgütü ve yönetici kadrosuyla yeni genel başkana köstek değil, destek olmak için hızlı bir değişimi gerçekleştirmesi hem demokrasimiz, hem rejimimiz, hem de hukuk devleti için her zamankinden daha fazla yaşamsallık taşımaktadır.