CHP’nin tarihsel bir görevi var. Bu görev, büyük zorluklarla, özverilerle kurulan ve yaşatılan cumhuriyeti korumaktır.
Onun değerlerine, kazanımlarına sahip çıkmaktır.
Demokrasinin ve cumhuriyetin temel direği, olmazsa olmazı laikliği savunmaktır.
Bugün Türkiye’nin getirildiği ortamda bu tarihi görevi eksiksiz yerine getirmektir.
CHP’nin varlık nedeni budur.
Bunları unutup kara çarşaflı şovlar yapmak değildir.
Hele hele genel başkanının kara çarşaf nutukları atarak çağdaşlığı savunanlara meydan okuması hiç değildir.
CHP çağdaşlığı, aydınlığı, aklı, bilimi savunan bir partidir.
Bu nedenle kara çarşaf şovu, partinin yüklendiği tarihi görevle hiçbir şekilde bağdaşmayan vahim bir hatadır.
Daha vahimi ise yapılan bu yanlışın inatla sürdürülmesidir.
Bu yanlışın partililere, Genel Başkan Baykal tarafından kabul ettirme çabası ise anlaşılması güç bir telaştır.
* * *
Kuşkusuz bir siyasi parti, hele sosyal demokratsa toplumun tüm kesimlerine seslenmelidir.
Ülkemizdeki adaletsiz gelir dağılımı nedeniyle ezilen yoksul insanları kucaklamalıdır.
Politikaları öncelikle o insanların refah düzeylerini yükseltmeye yönelik olmalıdır.
Onlara gelecek için umut vermeli, yüreklerine seslenmelidir.
İnsanlar arasında hiçbir ayrım yapmadan tüm toplumu mutlu etmeyi hedeflemelidir.
1973 ve 1977 seçimlerinde CHP bu anlayışla yoksul kitlelerden büyük oranda oy toplamayı başarmıştı.
Bu başarı, kara çarşaf şovlarından medet umarak kazanılmamıştı.
Geçmişin mirasının reddi yoluna da gidilmemişti.
Dürüst ve gerçekçi sosyal demokrat politikalar sayesinde o insanlarla kucaklaşılmış, onların kalbine seslenilmişti.
* * *
Bugün bir gerçeği açık yüreklilikle vurgulamak zorundayız.
Dinci bir parti kuran...
Toplumun dini duygularını kullanarak oy alıp iktidara gelen...
Laik rejimi benimsemediğini sık sık ilan eden...
Yeni bir anayasa ile bunu gerçekleştirmeye kalkan...
Türban kararı nedeniyle uluslararası mahkemeye, "Bu konuda sen karar veremezsin, ancak ulema karar verir" diyecek kadar gönlünde şeri bir düzen yatan...
Modern sosyal yaşamı, İslami yaşama dönüştürmek için her fırsatı kollayan...
Kadınların örtünmesini savunan...
Çağdaş eğitimi dini eğitimle sulandırmak için yollar arayan...
Üniversitelere kendi dünya görüşünü yerleştirmeye çalışan...
Devleti ele geçirmek için pervasızca kadrolaşan.
Kendine bağlı İslami bir sermaye sınıfı oluşturan...
Recep Tayyip Erdoğan bile bir parti toplantısında kara çarşaflıları sahneye çıkarmadı.
Hangi nedenle olursa olsun onlara parti rozeti takmadı.
Ama onun yapamadığını Atatürk’ün kurduğu partinin Genel Başkanı Baykal yaptı.