Bu görüşlere kim imza atmaz

TÜRKİYE rektörleri, bilim adamlarını, araştırmacıları, gazetecileri içeri tıkan, hukuk kurallarının işlemediği bir ülke durumuna getirildi.

Bağımsızlığı ciddi ölçüde zedelenmiş olan yargı siyasallaştırıldı.

Bundan demokrasi adına utanç ve endişe duymamak olanaksız.

Bugün Türkiye’de pek çok aklı başında insan bu duyguları paylaşıyor.

* * *

Şimdi şu satırları hep birlikte okuyalım:

"Konuyla ilgili önce sustum. Olmadı. Sonra soyut değerlendirmeler yaptım. Olmadı. Bilim der ki: Siyaset soylu ve özverili bir kamu hizmetidir. Ama bir tutamcık siyaset yargıya karıştırılırsa, virüse dönüşür. Yargı hastalanır, kirli adalet salgılar."

"Ergenekon diye bir dava yoktur.
Sadece Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ne karşı başkaldırı suçu ve davası vardır. Davanın hukuki adı bu. Siyasi adı ise Ergenekon. Demek davayı siyasileştirme, daha işin başında, ona Ergenekon koyanda başlamıştır...."

".... Ergenekon diye mitolojik ve politik anlam yüklü, toplum bilincini saptırıcı bir dava bu adlandırmayla birlikte daha baştan kirletildi...."

".... Olayda hukuksal yanlışlıklara değinenleri, davayı sulandırmak isteyen, ordu yanlıları; bunları dile getirmeyenleri ordu karşıtı diye göstermek, karalamak sığlıktır. Böylesine sığ bir anlayış, olsa olsa hukuk bilincinin bulunmadığı toplumlarda görülür."

* * *

"Soruşturmanın gizliliği gerekçesi çok insancadır, çok güçlüdür, çok tutarlıdır. Kuşkunun özsaygısı, şerefi örselenmemeli. Suç işledikleri sanılan insanlar incitilmemeli, lekelenmemeli. Ön soruşturma asla bir güç gösterisine dönüştürülmemeli."

"Özel yaşamı ve konut dokunulmazlığını çiğneyen arama, mülkiyet hakkını örseleyen el koyma, birey özgürlüğünü ortadan kaldıran gözaltı, tutuklama gibi işlemler birer önlemdir. Kural gereği istisnadır. Zorunlu olduğunda başvurulması gereken son çaredir, sıra dışıdır. Öyleyse özenle kullanmak gerekir. Bunlar asla bir cezaya, yaptırıma, kurala dönüşmemeli. Gözaltı, tutukluluk süresi gereksiz yere uzatılmamalıdır."

"Dedikodu kanıt değildir. Mahalle kahvesi konusu olabilir ama iddianamenin dayanakları arasında yer alamaz. Yasa, olaylar ayrıntılarıyla anlatılır demiyor. Bilinçli olarak kanıtlarla ilişkilendirilerek açıklanır diyor...

Anayasal düzene karşı suçları bizzat savcı soruşturmak zorundadır. Kolluk ifade alamaz."

Herkesin ve özellikle tutuklu bulunan kuşkuluların iddianameleri makul sürede yazılmalıdır. Yazılmazsa ve hangi eylemden dolayı yargılandıklarını bilme hakkına saygı duyulmazsa, Avrupa İnsan hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesine göre adil yargılama hakkı çiğnenmiş olur."

Bu satırlar "Adıyla Siyasallaşan Bir Dava: Ergenekon" kitabından alınmıştır.

Yazan: Yargıtay Onursal Başkanı Sami Selçuk.

Not: Sami Selçuk’un kitabında ortaya attığı, savunduğu görüşlere gözümü kırpmadan imzamı atarım.

Hukuk devletinden, demokrasiden yana olan, yargının siyasallaşmasını rejim için büyük tehlike olarak gören herkes de bu kitaba imzasını atar. (T.T.)
Yazarın Tüm Yazıları