FERNANDO Collor de Mello genç, yakışıklı, sportmen bir politikacıydı.
Siyasette basamakları hızla çıkarak 1990 yılı başında, 41 yaşında Brezilya Cumhurbaşkanlığı’na seçildi.
15 Mart’ta görevine başladı.
ABD Başbakanı baba Bush, ona hayrandı. Ona, "Latin Amerika’nın Indiana Jones’u" diyordu.
Ancak, arkasında büyük bir iç ve dış destek bulunan bu genç politikacının foyası çok kısa zamanda ortaya çıktı.
Seçildikten bir yıl sonra ilk skandal patladı.
Brezilya’nın dev petrol şirketi Petrobras’ın Başkanı, Cumhurbaşkanı’nın yakın arkadaşı olan Paulo Farias’ın kendisine baskı yaptığını, rüşvet almasını ve yasa dışı işlere izin vermesini istediğini açıkladı.
Bu açıklamalar ülkede bomba gibi patladı.
* * *
Hemen arkasından Cumhurbaşkanı’nın kardeşi, abisinin kirli çamaşırlarını ortaya döktü.
Abisinin kasası olarak bilenen Paulo Farias’ın başkanlığında bir organizasyon kurulduğunu, bu organizasyonda ailenin, yakın dostların ve bazı özel kişilerin yer aldığını anlattı.
Collor de Mollo, yandaşlarını önemli yerlere yerleştirmişti. Bunlar rüşvet alıyorlar, işadamlarına mali baskı kurdurarak haraç topluyorlar, açık artırmaları kurdukları paravan şirketlere veriyorlardı.
Kazanılan milyarlarca dolar Karayipler’deki banka hesaplarına transfer ediliyor, daha sonra da organizasyona dahil kişilerin banka hesaplarına aktarılıyordu.
Bu arada Cumhurbaşkanı’nın eşi Rosana Malta da boş durmuyordu.
First Lady’nin sosyal güvenlik kurumuna ait bazı fonları kendi hesabına geçirdiği ortaya çıktı.
Halk bu rezillikler karşısında büyük öfkeye kapıldı.
26 Mayıs 1992’de Brezilya Meclisi, yolsuzlukların araştırılması için bir komisyon kurulmasına karar verdi.
Ortaya çıkan yolsuzluklar, komisyon üyelerini bile büyük bir şaşkınlık içinde bıraktı. Hazırlanan rapor, meclise sunuldu.
* * *
Meclis, Cumhurbaşkanı’nın görevini yardımcısına devretmesine ve yakınları hakkında soruşturma açılmasına karar verdi.
29 Aralık’ta da Collor de Mello’nun yazgısı senatoda belirlendi.
Oylamadan birkaç dakika önce Collor de Mello istifa etti, ancak senato yine oylamayı yaptı.
Collor de Mello, cumhurbaşkanlığından uzaklaştırıldı. 8 yıl süreyle seçime girmesi yasaklandı.
Ailesiyle birlikte Miami’ye yerleşti. Yakın arkadaşı ve yolsuzlukların planlayıcısı olan kasası Paulo Farias, Tayland’a kaçtı.
Yakalandı, Brezilya’ya getirildi. 6 yıl hapis yattı.
1996 yılında sevgilisiyle birlikte evinde başlarına ikişer kurşun sıkılmış olarak ölü bulundu.
Collor de Mello, 2002’de politikaya yeniden döndü.
Alagoas Eyalet Valisi seçimini yitirdi.
2006’daki genel seçimlerde Alagoas Eyaleti’nden senatör olarak parlamentoya girdi.
Halen bu görevi sürdürüyor.
NOT: Bu öyküyü Milliyet’in yıllarca Arjantin muhabirliğini yapan gazeteci arkadaşım Atilla Atakan’ın "teksatir.com.tr"de yazdığı yazıdan öğrendim.
Nedense bana çok ilginç geldi. Sanırım size de gelmiştir.