GEÇTİĞİMİZ günlerde yitirdiğimiz ünlü yazar Cengiz Aytmatov bir efsaneydi.
Aytmatov’un kalem ve anlatım gücü, milyonlarca insanı etkilemiş, kitapları onu ölümsüzler arasına sokmuştu.
Yalnız Kırgız değil, Rus edebiyatının da temel direklerinden biriydi ünlü yazar ve düşünür.
Türk operasının yetiştirdiği en ünlü baritonlardan biri olan Devlet Sanatçısı Mete Uğur, Aytmatov’un öldüğü gün aradı.
Aytmatov’un ölümü onu çok üzmüştü.
Ünlü yazarla ilgili bir anısını anlattı.
1972’de Mete Uğur Kırgızistan’a davet edilir.
Önce Rigoletto’yu, ardından da Travotore’yi oynar.
Kırgız operasının yöneticileri ünlü baritondan Aida’yı da oynamasını rica ederler.
Kalır ve Aida’yı da oynar.
Oyundan sonra Kırgız operasının yönetici ve sanatçıları odasına gelerek Mete Uğur’u içtenlikle kutlarlar.
Opera yöneticisi, "Bu gece harikaydınız.Sizi, onurunuza verilen bir davete götürmek istiyoruz.Lütfen kabul ediniz" der.
Mete Uğur sorar: "Davet sahibi kim?"
Yönetici, "Sürpriz.Gidince görecek ve çok mutlu olacaksınız" diye yanıtlar.
* * *
Mete Uğur davetin sahibinin kim olduğunu ancak eve girince öğrenir.
Davet sahibi ünlü yazar Cengiz Aytmatov’dur.
Aytmatov Türk sanatçıyı kapıda karşılar ve sarılıp öper.
"Bu gece sizi izledim.Hayran oldum.Onun için sizi evime davet ettim. Geldiğiniz için çok teşekkür ederim" der.
Gerisini Mete Uğur şöyle anlatıyor:
"Aytmatov temsilden sonra opera yöneticisine ’Mete Uğur’u mutlaka evimde ağırlamak istiyorum. Onu getirirseniz çok mutlu olurum’ demiş.Bu davranışı beni çok mutlu etti.Bizi o kadar güzel ağırladı ki, balerin olan karısı harika Kırgız yemekleri yapmıştı."
Uzun uzun sohbet etmişler ve Türkiye’den konuşmuşlar. Aytmatov, Mete Uğur’dan bir şey istemiş:
"Bak özüm Türkiye’ye dönünce benden Türkan Şoray’a çok selam söyle.O benim romanımdan yapılan filmde oynamıştı.Ona sevgilerimi ilet."
Geç saatlere kadar Türkiye’den kilometrelerce uzaklarda hasret gidermişler.
Sonra veda saati gelip çatmış.
Aytmatov masanın üzerinde duran ve bütün konukların çok beğendiği Kırgız işi el oyması çok değerli tahta káseyi alıp Mete Uğur’a uzatmış, "Benden sana bir anı olsun.Gördükçe beni hatırlarsın" demiş.
* * *
Mete Uğur, Aytmatov’un hediye ettiği o káseyi büyük bir gururla alıp Türkiye getirmiş ve evinin baş köşesine koymuş.
Aytmatov gibi dünyaca ünlü efsane bir yazarın bir opera sanatçısına gösterdiği saygıyıTürkiye ölçülerine göre değerlendirmek oldukça zor.
Çünkü Türkiye’de böyle değer bilirlikler pek yaşanmaz.
Türk operasına ömrünü vermiş, temel direklerinden biri olmuş bir sanatçıdır Mete Uğur.
O ömrünü adadığı operayı bıraktı.
Ne bir veda gecesi yapıldı, ne de kendisine plaket verildi.
Ne yazık ki, bizim ülkemizde sanata ve sanatçıya değer verilmez.
Ama Aymatov gibi dünyada efsane olmuş bir yazar Mete Uğur onuruna evinde davet verir, ona evinin baş köşesindeki en değerli eşyayı armağan eder.
Türkiye’de zaten pek yok ama dünyada da Aytmatov gibi değer bilen bilgelerin nesli tükeniyor.