Bir Haşim Kılıç sunumu

1950 yılında Kırşehir’in Çiçekdağı İlçesi’nde doğdu. Orta ve lise öğrenimini Yozgat’ta tamamladı.

Eskişehir İktisadi Ticari İlimler Akademisi’nden mezun olduktan sonra 1974’te denetçi yardımcısı olarak Sayıştay’a girdi.

1985’te Sayıştay üyeliğine, 1990’da da Cumhurbaşkanı Turgut Özal tarafından Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçildi.

Turgut Özal’ın Kılıç’a Nakşibendi Tarikatı üyesi olduğu için bir sempati beslediği, bu nedenle kendisini Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçmeye karar verdiği yaygın bir kanıdır.

Hatta Kılıç’ın seçilebilmesi için Sayıştay yasası bile değiştirildi.

Atamadan sonra Anayasa Mahkemesi Kılıç’ın atamasını sağlayan değişikliği iptal etti.

Ancak mahkeme, karar geriye doğru yürümez gerekçesiyle Kılıç’ın üyeliğe devamına onay verdi.

Kılıç 1999’da Anayasa Mahkemesi Başkan Vekilliği’ne seçilmeyi başardı.

Böylece Anayasa Mahkemesi Başkanlığı yolu açılmış oldu.

2007’de bu da gerçekleşti ve Kılıç birçok kez tekrarlanan turlar sonunda ince bir ayarla ve de 6 oyla Anayasa Mahkemesi Başkanlığı’na seçiliverdi.

Ve Türkiye Cumhuriyeti’nin hukukçu olmayan ilk Anayasa Mahkemesi Başkanı olma onurunu kazandı.

* * *

Kılıç’ın başkanlığı AKP iktidarı için çok önemliydi ve Anayasa Mahkemesi’nin ele geçirilmesinin en büyük adımıydı.

Çünkü Kılıç Cumhurbaşkanı, Başbakan ve bakanların birçoğuyla aynı dünya görüşünü paylaşıyordu.

Buna birkaç örnek verelim.

Refah, Fazilet ve AKP’nin kapatılmasına ret oyu verdi.

Üniversitelere türbanla girilemeyeceği kararına karşı oy kullandı.

Merve Kavakçı’nın türbanla Meclis’e girip yemin etme girişimine "Herhangi bir yasada bunun yasak olduğu belirtilmemiştir" diye destek verdi.

Anayasa’nın cumhuriyet, laiklik ve ulus devlet gibi Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesi ve esaslarını içeren değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez maddelerinin tartışılması gerektiğini ileri sürdü.

Görüldüğü gibi Haşim Kılıç dünya görüşü olarak her zaman laik demokratik cumhuriyete, ilkelerine ve kazanımlarına karşı olan gerici gruplarla ve Cumhuriyet’in üniter devlet yapısına karşı olan güçlerle aynı çizgide buluştu.

Haşim Kılıç’ın son marifeti, Anayasa Mahkemesi heyetini toplamadan Anayasa Mahkemesi adına hükümetten yana açıklama yapan ilk başkan olmasıdır.

Böyle bir skandala imza atmasına rağmen başkanlık koltuğunda oturmaya devamda hiçbir sakınca görmemektedir.

Gül’den beklenen buydu

YUNUS Söylet ikinci değil, altıncı da olsa Cumhurbaşkanı Gül onu İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü’ne atayacaktı.

Çünkü Yunus Söylet AKP’nin adayıydı ve üniversitelerin ele geçirilmesinde önemli bir aktör olarak iktidar tarafından seçilmişti.

Şimdi kendisini büyük görevler bekliyor. Tıpkı YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan gibi...

Yunus
Bey’in öteki iktidar yanlısı rektörler gibi kendisinden beklenenleri eksiksiz yerine getireceğinden kimsenin kuşkusu olmasın.

Benim merak ettiğim sonra neler olacağıdır.

Üniversiteler yeniden kavga ortamına sürüklenince bu iktidar ve cumhurbaşkanı ne yapacak?

Yeni yılın hem size hem de ülkemize güzellikler, mutluluklar getirmesini dilerim. T.T.
Yazarın Tüm Yazıları