Paylaş
Randevu için aradığımda “Öğle yemeğine bekliyorum. Sonra da konuşuruz” dedi.
CHP Genel Başkanı, Ege’nin ünlü otları ile deniz mahsullerinden oluşan çok sağlıklı bir mönüyle ağırladı bizi.
Olağanüstü leziz ve sağlıklı bir öğle yemeğiydi.
Yemekten sonra dün Hürriyet’te okuduğunuz söyleşiyi yaptık.
Ben bu uzun söyleşide Baykal’ın AKP hükümetine büyük bir güvensizlik içinde olduğunu bir kez daha gördüm.
Şu söylemleri bunu gösteriyor:
“Anayasa değişikliği geniş bir uzlaşma ile kotarılmış taslak metin olarak Meclis’in önüne getirilmeli. AKP acil ihtiyaçları için bir olup bittiyle bir paket hazırladı. Bu iş tuzaklarla olmaz.”
Baykal’ın rejim açısından da ciddi endişeleri var:
“HSYK’nın yapısının değiştirilmesi ve kurumun siyasi etkiye açılması...
Parti kapatılması için parlamento izninin gerekli hale getirilmesi...”
CHP lideri şu önemli vurgulamaları yapıyor:
- Yargı bağımsızlığı yok edilirse karşılaşacağımız olayları tasavvur bile edemiyorum.
- HSYK’ya dönük değişiklikler yargı bağımsızlığına karşı bir yaklaşımdır.
- HSYK yargıyı bağımsız kılmak için oluşturulmuştur. Bu ortadan kaldırılmak isteniyor.
- Bunlar gerçekleşirse adalet siyasete endeksli bir adalet haline gelir.
- Yargı kullanılmak isteniyor. Bu dönemde HSYK çok daha önemli bir konuma geliyor.
* * *
Baykal AKP’nin alel acele yapmak istediği bu anayasa değişikliklerinin kötü niyetli olduğunu özellikle vurguluyor.
“15. maddeyi (darbe yapanların yargılanmasını engelleyen anayasa maddesi) getirsinler değerlendirelim. 15. madde yüzü suyu hürmetine yargı bağımsızlığının yok edilmesini kabul edeceğimiz beklenmesin” diyor.
CHP liderinin geniş değerlendirmelerini dünkü Hürriyet’te okudunuz.
Baykal, iktidarın yaklaşık bir yıl sonra yapılacak seçimde ciddi oy kaybına uğrayacağına inanıyor.
Konuşmadan sonra fotoğraf için CHP Genel Merkezi’nin bahçesine çıktık.
Hava güneşli ve pırıl pırıldı.
Baykal, “Bahar geliyor. Ankara’nın baharı çok güzeldir” diyor.
Gerçekten de Ankara’nın baharı ve yaz geceleri doyumsuzdur.
Baykal umutlu ve neşeliydi.
Topluca çektirdiğimiz fotoğraf da bunu kanıtlıyor.
Dilerim bu umut ve neşe sıkıntı içinde yaşam savaşı veren dar gelirli insanlarımıza da yayılır.
Bülent’i de yitirdik
O da aramızdan kopup gitti.
63 yaşındaydı.
O güzelim çizgilerinden, esprilerinden yoksun kalacağız.
Babıâli gerçek bir beyefendisini yitirdi.
Sessiz sedasız çalışır, karakalemle yaptığı karikatür taslaklarını getirir gösterirdi.
Her gün üç taslak getirirdi.
Çok az karikatüristte olan bir üretkenlik yeteneğine sahipti.
İçinde hiç belli etmediği bir mizah volkanı kükrer dururdu.
Tek kusuru PR’ına yapmayışıydı. Zaten hiçbir zaman böyle bir çaba içinde olmadı.
Onun yokluğu hem Babıâli, hem de karikatür dünyası için büyük bir kayıptır.
Bülent Düzgit bir melek gibi uçup gitti aramızdan.
Paylaş