Batı’ya doğru bir ileri, iki geri...

HEPİMİZ biliyoruz ki Tunceli’de dağıtılan beyaz eşya, koltuk takımları ve halılar seçim rüşvetidir.

Bunu Tayyip Bey ve arkadaşları da biliyorlar.

Tunceli halkının oyunu alabilmek için talimatla valiliğe dağıttırıyorlar.

Valilik eliyle dağıtmalarının nedeni seçim yasaklarından kurtulmak.

Yani minare ve kılıf meselesi...

İşin içinde akla hayale gelmeyecek bir cinlik daha var.

Bu dağıtılan eşyalarda en büyük pay Nazimiye ilçesine ayrılmış.

Nazimiye ilçesinin özelliği de CHP İstanbul Belediye Başkan Adayı Kemal Kılıçdaroğlu ile Tunceli Bağımsız Milletvekili Kamer Genç’in memleketi olması.

Hedef Tunceli ama Nazimiye’de de seçimi alırlarsa Tayyip Bey için kaymaklı kadayıf olacak.

Meclis’te sık sık canını sıkan bu ikili ile dalga geçecek.

Bakalım hesap tutacak mı?

* * *

Bedava kömür dağıtarak Türkiye’nin havasını karartan, insanları zehirleyen anlayış işi beyaz eşyaya kadar götürdü.

Çok merak ediyorum, kömür, yiyecek paketi, altın, para, yeşil kart ve de ihale dağıtan bir iktidar adil, dürüst seçim yaptığını nasıl savunacak?

Böyle bir demokrasi olur mu?

Kendisi kürsülerde istediği kadar demokrasi nutukları atsın, sergilediği keyfi yönetimin demokrasiyle ilgisi yok.

Kendisinden olmayana hayat hakkı tanımayan bir iktidarın demokrasiyi ağzına almaya hakkı olamaz.

İşadamları korkudan ağızlarını açamadıklarının nedenini şöyle açıklıyorlar:

"Eleştiri yaptığımızın ertesi günü maliyeciler tepemize binip defterlerimizi didik didik ediyorlar. Ama kendi yandaşları her türlü sahtekárlığı yapıyorlar."

Bir yandan bu iktidar, bir yandan kriz milleti canından bezdirdi.

Acaba Tayyip Bey’in, Abdullah Bey’in, Unakıtan Bey’in, Binali Bey’in oğullarının işleri ne álemde?

Bir ses çıkmadığına göre kriz onları teğet geçmiş olmalı.

* * *

Belli ki Tayyip Bey yurtta ve Arap dünyasında kendisine yapılan övgülerden çok mutlu.

Sanırım Batı’da çıkan yazıları, yorumları kendisinden saklıyorlardır.

Aman saklasınlar, Başbakan’ın morali bozulmasın. Zaten Batı ile ilişkiler de hızla soğuyor.

Baksanıza, Cumhurbaşkanı Suudi Arabistan’da, soykırımcı Sudan Devlet Başkanı El Beşir’in yardımcısı Türkiye’de Başbakan’la...

Şu gerçek eninde sonunda görülecek; Erdoğan Hamas avukatlığıyla hem kendisini hem de Türkiye’yi İran ve Hamas eksenine oturttu.

O coşkuyla Arap álemi Tayyip Bey’i halifeliğe kadar yükseltti.

Bütün bu gelişmeler doğal, çünkü Tayyip Bey’in ve AKP’nin dünya görüşü özde Batı’ya değil, Doğu’ya dönük.

Bu nedenle onların hedefi Atatürk’ün gösterdiği hedefle ters yöndedir.

Zaten laik, demokratik cumhuriyetle kavgalarının nedeni de budur.

Atatürk Batı uygarlığına ulaşan bir Türkiye düşünmüş, reformlarını ona göre yapmıştır.

Tayyip Bey ve arkadaşları ise hep bir İslam ülkesi yaratma düşü içinde olmuşlar.

İnanmayanlar büyük kentlerin varoşlarını ve Anadolu’yu şöyle bir turlasınlar. Ne kadar yol alındığını gözleriyle görürler.
Yazarın Tüm Yazıları