Başbakan ile Adalet Bakanı’nın dikkatine

TÜRK toplumunu korku toplumuna dönüştüren Ergenekon Davası ve dalga dalga sürdürülen soruşturması anlaşılıyor ki artık iktidarın da kontrolünden çıktı.

Karanlık işler çeviren, cinayetler işleyen, her türlü pisliğe bulaşan devlet içine çöreklenmiş çete mensuplarının arasına laik demokratik cumhuriyet yanlılarını sokma gayretleri yüzünden hem dava yozlaştırıldı, hem de hukuk devleti zedelenmeye başladı.

Bunun suçlusu, soruşturmayı yürüten savcı Zekeriya Öz ve yardımcıları mı?

Yoksa onların arkasındaki görünmeyen, Türkiye’yi bir başka yörüngeye oturmayı amaçlayan "bir üst akıl" mı?

AKP iktidarının hukuk devleti konusunda bu kadar vurdumduymaz olması endişe verici...

Eski İstanbul Barosu Başkanı, dürüst ve saygın bir hukukçu olan Turgut Kazan, Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin’e sorumlu bir yurttaş olarak gereken uyarıyı yapmış, Savcı Zekeriya Öz için soruşturma izni vermesi için başvuruda bulunmuştu.

Bakan bu izni vermedi. Kazan izin verilmemesi işleminin iptali için idare mahkemesine dava açtı.

Son gelişmeler üzerine davanın hızlandırılması için de mahkemeye aşağıdaki dilekçeyi verdi.

* * *

4. İdare Mahkemesi Başkanlığı, ANKARA

DAVACI: Turgut KAZAN, VEKİLİ: Av. Halil SEVİNÇ, DAVALI: Adalet Bakanlığı / Ankara

KONU: Yargılama sürecinin çabuklaştırılması, öncelikli inceleme ve çok çabuk duruşma günü verilmesi isteğinden ibarettir.

Müvekkilim, Ergenekon soruşturmasının daha 5. operasyonunda, soruşturmayı yürüten özel yetkili Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz’ün, Ceza Muhakemeleri Kanunu’na aykırı ve ucu açık bir soruşturma yürüttüğünü, bu tutumuyla görevini kötüye kullandığını ve bir korku imparatorluğu yarattığını belirterek, (2802 sayılı yasanın 82. maddesi uyarınca) SORUŞTURMA izni verilmesi için Adalet Bakanlığı’na başvurmuştur.

Gerçekten, müvekkilimin 24.03.2008 günlü bu dilekçesinde, CMK’nun ifadeye çağırma, zorla getirme, yakalama ve aramaya ilişkin maddelerinin açıkça çiğnendiği ve ucu açık tutulan soruşturmada, yaşanan gelişmelere denk dalga operasyonlara başvurulduğu, böylece korku imparatorluğu yaratıldığı, ayrıca makul sürede dava açılmadığı için adil yargılanma hakkının hiçe sayıldığı vurgulanmıştır.

Bakanlık süresi içinde başvuruyu cevaplamayınca, ret niteliğindeki menfi işlemin iptali için, bu davayı açtık. Davalı idarenin cevabı geldi. Biz cevaba cevabımızı verdik. Ancak, 5. operasyon aşamasında yapılan başvuru çözülmediği için, 10 ay daha geçti ve 10 operasyon yaşandı.

Dava dilekçesinde belirttiğimiz gibi, bu süreçte makul sürede dava açılıp yargılansaydı, mahkûm olsa bile cumhurbaşkanı affıyla tedavi imkánına kavuşacak bir insan öldü. 2008 Temmuz başında (6. operasyon) tutuklanan insanlar için, henüz dava bile açılmadı. Ve operasyonlarda, 10.’suna ulaşıldı. Yargıtay Başsavcılığı yapmış bir hukukçu, hukuka açıkça aykırı, inanılmaz bir arama uygulamasının mağduru oldu.

Bütün bu gelişmeler, başvurumuzun ve davamızın haklı olduğunu gösteriyor. Ama yargılama süreci geciktikçe, yeni ihlaller ve acılar yaşanıyor. Bu nedenle, yargılama sürecinin hızlandırılmasını, öncelikli inceleme yapılarak çok erken bir duruşma günü verilmesini diliyor, durumu takdirlerinize sunuyorum. Saygılarımla. 09.01.2009

Davacı Turgut KAZAN, Vekili Av. Halil SEVİNÇ

* * *

Avukat Turgut Kazan’ın bu dilekçesi bir hukuk devleti için utanç belgesidir.

Başbakan’ın, Adalet Bakanı’nın dikkatine sunulur.

Gelişmeler çığırından çıkmış, hukuk devleti hırpalanmaya başlamıştır.

Yaşananlar muhaliflere haddi bildiriyor diye el ovuşturulacak, bıyık altından gülünecek boyutu aşmıştır.
Yazarın Tüm Yazıları