Paylaş
Gerçekten de Aydın Doğan vergi konusunda çok duyarlıydı.
Bu duyarlılığı nedeniyle de yıllardan beri vergi rekortmenleri arasında yer alıyor.
Türkiye ve İstanbul vergi rekortmeni olarak sayısız ödül aldı.
Peki Aydın Doğan’ın bu duyarlılığı bugünkü iktidar tarafından nasıl değerlendiriliyor?
Bunu bütün Türkiye, hatta dünya izliyor.
Akıl almaz, dünyanın dudağını uçuklatacak kadar ölçüsüz vergi cezaları yazarak.
Vergi kaçakçılığıyla suçlayarak.
Hangi mantık, hangi akıl ve hangi vicdan buna isyan etmez?
Hiç kuşkusuz aklı ve mantığı körleşmiş, vicdanı kararmış olanlar bu duruma ilgisiz kalır.
İşte onlar bugün bu hukuk dışı uygulamaları sevinç naraları atarak alkışlıyorlar.
Hatta bazıları “Bu yetmez imha, imha” diye tempo tutuyorlar.
* * *
Uygulanmak istenen plan açık.
Aydın Doğan’ı batırmak.
Bunun için birtakım maliye bürokratları özel olarak görevlendiriliyor.
Onlar bütün meslek ilke, kural ve ahlakını bir yana bırakarak kendilerine verilen emirleri yerine getiriyorlar.
İktidar ise sanki bu olayların dışındaymış gibi çocukların bile inanmayacağı bir tutum içinde görünmeye çalışıyor.
Ama bu oyun öylesine belli ki...
Özel görevli kontrolörler sırtlarını kime dayıyorlar?
Böyle yasadışı yetkileri kime güvenerek kullanıyorlar?
Böyle astronomik vergi cezaları keserek büyük bir suç işlemeyi nasıl göze alabiliyorlar?
Bu yapılanlara bütün dünyadan tepki yağıyor.
Amerikan yönetimi, Avrupa Birliği uyarılarda bulunuyor. Yapılanın Türkiye’deki basın özgürlüğünü yok etmeye dönük bir girişim olduğunu vurguluyorlar.
İktidarın bu tutumunun demokratik rejimi zedelediğini söylüyorlar.
Hatta Avrupa Birliği yöneticileri bu baskıların Türkiye’nin üyeliğini olumsuz etkileyeceği uyarısında bulunuyorlar.
Bu uyarılar gözleri dönmüş AKP iktidarında en ufak bir sağduyu etkisi yaratmıyor.
Ve şunu görmüyorlar; içerden ve dışardan onları destekleyen şakşakçılar çemberi giderek tenhalaşıyor.
İktidarın bu kör gidişi beni fazla ilgilendirmiyor ama ülkenin gidişatı ciddi şekilde endişelendiriyor.
* * *
Beni endişelendiren durumu biraz açmam gerekiyor.
İş dünyası gözlerinin önünde yürütülen bu saldırıyı niçin görmüyor?
Tek tek konuştuğunuz zaman isyan eden işadamları neden susuyorlar?
Aynı imha saldırılarının bir gün kendileri için de işleyeceğini düşünmüyorlar mı?
İş dünyasının kurumları neden suspuslar?
Bana dokunmayan yılan bin yaşasın anlayışının tutsak bir toplum yaratacağını görmüyorlar mı?
Ya sivil toplum örgütleri, ya sendikalar?
Yirmi bine yakın insana iş veren bir işadamına yapılanlara karşı neden susuyorlar?
Ben biliyorum ki Maliye bürokratları çaresizlik içinde, yapılanları kahrolarak izlemek zorunda kalıyorlar.
Bu toplum bu kadar keyfi yönetimi, bu kadar yolsuzluğu, bu kadar hukuksuzluğu, bu kadar yoksulluğu nasıl içine sindirebiliyor?
AKP şunu iyi bilsin ki, içte ve dışta bu kadar kötü, sorumsuz, pervasız, yalpalayan bir yönetim iktidarını sürdüremez.
Eninde sonunda hesap verme günü gelir.
Paylaş