BALYOZ konusunda aylardır senaryo üzerine senaryo yazan arkadaşlar, hiç 162 kişiyle darbe hazırlığı toplantısı yapıldığını duydular mı?
Bırakın Türkiye’yi, dünyada böyle bir darbe toplantısı yapıldı mı? Darbe toplantısında konuşulanların kayda alınması bu işin gizlilik mantığına ve kurallarına sığar mı? Ya darbeyi hazırladığı iddia edilen komutanların toplantı kayıtlarını Genelkurmay’a göndermesi... Hangi darbecinin aklı bunu alır. Ama burası Türkiye... Burada öyle savcılar var ki, böyle bir toplantıyı darbe hazırlığı olarak kabul edip tam bin sayfalık iddianame yazarlar. Camileri bombalatırlar... 200 bin insanı tutuklatıp statlara doldurttular. Türk savaş uçağını, yine Türk savaş uçaklarına vurdururlar... Daha neler neler yaparlar... Şimdi bu insanlar darbe yapmak suçlamasıyla Silivri’de yargılanmaya başladılar. Tam 196 kişi... Yine ne zaman biteceği bilinmeyen bir dava daha... Örneğin bizim Sedat Ergin aylar önce Balyoz’a girdi. Çok iyi girdi, iddianameyi, belgeleri didik didik etti ama bir türlü çıkamadı. Çıkacağı da yok. ¡ ¡ ¡ Hukukçulara göre bu Ergenekon ve Balyoz yargılamalarında hukuk normları çiğneniyor. İddianameler kabul edilemeyecek kadar abuk sabuk iddialar ve maddi hatalarla dolu. Sanıklara ve avukatlarına göre bu davalarda hukuk resmen katlediliyor. Ama buna karşılık AKP ve yandaşlarına göre ise bu yargılamalar “ileri demokrasi”ye geçişin bir göstergesi. Yargılamalarıyla, yolsuzluk iddialarıyla, öğrencilere atılan dayaklarıyla AKP’nin “ileri demokrasi”si dünyada uzman kuruluşların araştırmalarına nasıl yansıyor acaba? Taptaze bir örnek önümüzde duruyor. Ünlü Economist Dergisi’nin “Ekonomist İstihbarat Birimi” tarafından iki yılda bir yapılan “Dünya Demokrasi Endeksi” araştırması yayınlandı. Araştırmada AKP Türkiye’sinin demokrasi karnesi hiç de parlak değil. Türkiye iki yıl önce yayımlanan araştırmaya oranla iki basamak gerileyerek 167 ülke arasında 89’uncu sırada yer aldı. “Hibrid (melez) rejim” olarak nitelendirilen Türkiye, Nikaragua ile aynı sırayı paylaştı. (Araştırmaya göre, Türkiye’deki rejimin birazı demokrasi ama daha çoğu otoriter.) ¡ ¡ ¡ Araştırmada devletler “Seçim süreci ve çoğulculuk, sivil özgürlükler, hükümetlerin işler durumda olması, siyasal katılım ve siyasal kültür” koşulları dikkate alınarak değerlendiriliyor. Bu değerlendirmelere göre de devletler dört kategoride sıralanıyor: Tam demokrasi... Kusurlu demokrasi... Hibrid (melez) rejimler... Otoriter rejimler. AKP’nin Türkiye’yi götürdüğünü iddia ettiği ileri demokrasimiz, kategorilerin en kötüsü “otoriter rejim”den bir önceki. Bizim “ileri demokrasi”, “kusurlu demokrasi” olarak bile kabul edilmiyor. İşte AKP’nin demokrasi karnesi... Hiç kuşkunuz olmasın AKP yeniden iktidar olursa ve bu kafada giderse Türkiye iki yıl sonraki araştırmada rahatlıkla “otoriter rejim”lere terfi eder.