BAŞBAKAN Erdoğan’ın YÖK’ü kutlamasını anlayabiliyorum. Çünkü Başbakan’ın dünya görüşünü biliyorum.
İmam hatip kökenli olması, milli görüş ekolünde yetişmesi nedeniyle onun imam hatiplilerin diledikleri üniversiteye girmesinin önünün açılmasından mutlu olmasını olağan karşılıyorum.
Zaten tersi olamazdı.
Ama Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’nun bu karar nedeniyle YÖK’ü kutlaması hazin.
Şunun için; Nimet Hanım cumhuriyetin ürünü modern bir kadın.
Kendisi bugün o koltukta oturuyorsa bu Atatürk ilke ve devrimleri sayesindedir.
Ne yazık ki, Bakan Hanım YÖK’ün kararının Atatürk ilke ve devrimlerine karşı olduğunu oturduğu koltuk hatırına görmezden gelebiliyor.
Nimet Hanım gazetecilere "Konu anayasaya aykırı değil" diyebiliyor.
70 milyonun gözlerinin içine baka baka kararın öğrenciler arasında hak ve fırsat eşitliğini sağladığını söyleyebiliyor.
Bir cumhuriyet kadını olarak bu derin çelişkilerin içine düşmek zorunda kalıyor.
Ne kadar acı ve hüzün verici bir durum.
* * *
Nimet Çubukçu’ya içinde bulunduğumuz süreçle ilgili bazı gerçekleri pek yararı olacağına inanmasam da anımsatmak istiyorum.
Alınan kararın meslek liselilerin haklarını korumakla filan uzaktan yakından ilgisi yok.
AKP’nin emrine giren YÖK’ün bütün derdi, aldığı talimatı yerine getirmekten ibaret.
Bu "İmam hatiplere üniversitelerin kapılarını sonuna kadar açın" talimatıdır.
YÖK’ün bu kararı Öğretim Birliği Yasası’na, çağdaş eğitim ilkesine aykırıdır.
AKP iktidarı dinin demokratik sisteme, sosyal yaşama egemen olması için çabalıyor.
Oysa Atatürk bunun tersini gerçekleştirebilmek, dinle devleti ayırmak için devrimlerini yaptı.
Devrimler modern Türk devletini, laik cumhuriyet aydınlanmasını yarattı.
Osmanlı ümmetini modern, çağdaş bir millete dönüştürdü.
Cumhuriyet kadınları birçok uygar ülkeden yıllar önce bu devrimler sayesinde her türlü hakka sahip oldu.
On yıllık bir süreçte çarşaftan, peçeden modern giyime geçti.
Erkeklerin kölesi olmaktan kurtuldu, her alanda onlarla eşit hale geldi.
Nimet Hanım ve Cumhuriyet kadınları bunu hiçbir zaman unutmamalı.
* * *
AKP 7 yıllık iktidarında Atatürk devrimlerinin etkisizleştirilmesi için uğraşıyor.
Erdoğan ve partisi siyasi varlığını bu amaca odaklamış.
Bu parti kaldığı sürece Atatürk devrimlerinin erozyonu hızlanarak sürecektir.
AKP’nin, daha doğrusu Erdoğan’ın bir başka düşü de İslam dünyasının lideri olmak.
Başbakan da Ortadoğu’nun yeni Nasır’lığına oynuyor.
Bunun için her fırsatı kullanıyor.
Nimet Hanım bu gerçekleri biliyor ve görüyordur. Buna eminim.
Ama görmek ve bilmek istemiyor.
Gerçeklere gözlerini kapatıyor.
Siyasi ikbal uğruna bir cumhuriyet kadını olarak Atatürk ilkelerini savunmuyor.