TARİH 31 Ocak 1923...Mustafa Kemal, Büyük Millet Meclisi Başkanı ve Başkumandan olarak İzmir'i ziyaret ediyor.
İzmir eski gümrük binasında halkla yapılan toplantıda bir söylev vermeyeceğini, halkın kafasında merak ettiği konuları kendisine sormasını ister.
3'ü kadın olmak üzere 19 kişi 30'dan fazla soru sorar.
Bu soruların ağırlıklı bölümü, yeni kurulacak devlette kadınların toplumsal yaşamımızdaki yerinin ne olacağıdır.
Mustafa Kemal, bu sorulardan çok mutlu olur ve ayrıntılı bir şekilde yanıtlar verir.
* * *
Gazi Paşa şöyle der:
‘‘..... Şuna káni olmak lazımdır ki, dünya yüzünde gördüğümüz her şey kadının eseridir.
..... Bir toplum, cinsinden yalnız birinin çağın icaplarını kazanmasıyla yetinirse, o toplum yarıdan fazla zaaf içinde kalır. Bir millet ilerlemek ve medenileşmek isterse bilhassa bu noktayı esas olarak kabul etmek mecburiyetindedir. Bizim toplumumuzun muvaffakiyetsizliğinin sebebi kadınlarımıza karşı gösterdiğimiz ilgisizlik ve kusurdan doğmaktadır. İnsanlar dünyaya mukadder oldukları kadar yaşamak için gelmişlerdir. Yaşamak demek faaliyet demektir. Dolayısıyla bir toplumun bir uzvu atalette olursa o toplum felç olmuştur. Bir toplumun hayatta çalışması ve muvaffak olması için çalışmanın ve muvaffak olabilmenin bağlı olduğu bütün vasıtaları ve şartları ve şeraiti kabul etmesi icap eder. Dolayısıyla bizim toplumumuz için ilim ve fen lazım ise, bunları aynı derecede hem erkek ve hem de kadınlarımızın kazanması lazımdır. Malumdur ki, her safhada olduğu gibi toplumsal hayatta ahi vazifelerin taksimi vardır. Bu genel vazife taksimi arasında kadınlar kendilerine ait olan vazifeleri yapacakları gibi aynı zamanda toplumun refahı, saadeti için elzem olan genel mesaiye dahi, dahil olacaklardır. Kadının ev vazifeleri en ufak ve ehemmiyetsiz vazifesidir.
Kadının en büyük vazifesi analıktır. İlk terbiye verilen yerin ana kucağı olduğu düşünülürse bu vazifenin ehemmiyeti layıkıyla anlaşılır. Milletimiz kuvvetli bir millet olmaya azmetmiştir. Bugünün levazımından biri de kadınlarımızın her hususta yükselmelerini temindir. Dolayısıyla kadınlarımız da alim ve fenci olacaklar ve erkeklerin geçtikleri bütün eğitim derecelerinden geçeceklerdir. Sonra kadınlar toplumsal hayatta erkeklerle beraber yürüyerek birbirinin yardımcısı ve desteği olacaklardır.
Düşmanlarımız bizi dinin tesiri altında kalmış olmakla itham ediyor ve duraklama ve düşüşümüzü buna atfediyorlar. Bu hatadır. Bizim dinimiz hiçbir vakit kadınların erkeklerden geri kalmasını talep etmemiştir. Allah'ın emrettiği şey, müslim ve müslimenin beraber olarak ilim ve irfan kazanmasıdır. Kadın ve erkek bu ilim ve irfanı ve nerede bulursa oraya gitmek ve onunla donanmak mecburiyetindedir. İslam ve Türk tarihi incelenirse görülür ki, bugün kendimizi bin türlü kayıtlarla mukayyet zannettiğimiz şeyler yoktur. Türk toplumsal hayatında kadınlar ilmen, irfanen ve diğer hususlarda erkeklerden katiyen geri kalmamışlardır. Belki daha ileri gitmişlerdir.’’(*)
* * *
Mustafa Kemal, bu sözleri 80 yıl önce daha cumhuriyeti ilan etmeden söylemiştir.
O yıllarda Türk kadınının sosyal ve toplumsal yaşamda hiçbir hakkı yoktu.
Sevgili Türk kadınları, sakın Atatürk'ü unutmayınız.
(*) Atatürk'ten Mektuplar ve Hatıralar / Ülker Yayınları