ABD’nin anlayamadığı veya anlamadığı...

BAŞBAKAN Erdoğan, Amerika’ya neden gitti?

‘1 Mart tezkeresi’nin yarattığı soğukluğu gidermek için bir gönül alma mıydı, yoksa bir bağlılık bildirme jesti miydi bu gezi?

Her neyse... Bari bir işe yaradı mı?

Hiç kuşkusuz hayır.

Amerika’nın Erdoğan’a 1 Mart tezkeresinden önce gösterdiği sıcaklıktan eser yok.

Ben Laura Bush tarafından randevu verilmemesine rağmen Emine Erdoğan’ın geziye neden katıldığını da anlamadım.

İş gezisine eşlerin katılması pek olağan değildir.

O nedenle Bayan Gül ile Bayan Babacan’ın da neden orada olduğunu çözemedim.

Neyse, daha fazla irdemenin anlamı yok...

* * *

Şimdi gelelim Türk-Amerikan ilişkilerine...

İki ülke arasında 1 Mart tezkeresiyle başlayan ‘ilişkilerdeki hırpalanma’ henüz onarılmış değil.

Washington, Türkiye’de yükselen Amerikan karşıtlığı konusunda son derece rahatsız.

İşin ilginç yanı, ABD yönetimi bundan AKP iktidarını sorumlu tutuyor ve Erdoğan’dan bunu önlemesini istiyor.

Sanki bu Erdoğan’ın elindeymiş gibi...

Eğer Amerika tutumunu değiştirmez, Türk toplumunun çok duyarlı olduğu PKK konusunda verdiği sözleri tutmazsa bu hava düzelmez.

PKK, Kuzey Irak’ta yerleşmiş. Rahatına diyecek yok.

Orada eğitim verdiği militanlarını kolaylıkla Türkiye’ye sokuyor ve eylemler yaptırıyor.

Bu eylemler mayın patlatma ve pusu şeklinde oluyor. Olaylarda şehit düşen Mehmetçiklerin cenaze törenleri toplumda büyük üzüntü ve öfke yaratıyor.

Türk halkı, evlatlarının şehit olmasından Amerika’yı sorumlu tutuyor.

Bugün Türk toplumunda yükselen Amerikan karşıtlığının birinci nedeni budur.

Washington bunu anlayamıyor veya anlamıyor.

* * *

Amerika, PKK konusunda Türkiye’nin elini kolunu bağlıyor, ‘Sen karışma, ben PKK’yı halledeceğim’ diyor, ama PKK’nın kılına dokunmuyor.

Kılına dokunmamanın ötesinde terör örgütünün lojistik kanallarının işlemesine göz yumuyor.

Bir de Kıbrıs konusu var. Orada da Amerika referandum öncesi verdiği sözlerin hiçbirini tutmadı.

Tutacağına dair bir niyet de yok.

İzolasyon konusunda ne Amerika, ne de Avrupa Birliği bir somut adım attı.

Bu iki konuda Erdoğan çok sıkıntılı. Çünkü bu iki konu, iç politikada Başbakan’ı çok zor durumda bırakıyor.

Güneydoğu’dan gelecek her şehit cenazesi, Kıbrıs’ta yaşanan izolasyonlu her gün önümüzdeki günlerde Erdoğan’ın canını daha fazla sıkacak.

Amerika’yla sorunlar bununla da sınırlı değil.

Bir de AKP’nin ABD ile İslam dünyası arasında sıkışması var.

Bütün bunlar dış politikayı el yordamıyla götürmeye çalışan, ya da götürdüğünü sanan bir iktidarın altından kalkacağı sorunlar değil.

Üstelik bir dış gezide ABD’nin kendisine yönelttiği eleştiriyi muhalefetin üzerine atan, türban konusunda ülkesini şikáyet eden bir Başbakan’ın anlayışıyla bu sorunlar hiç çözülmez.
Yazarın Tüm Yazıları