Yoksa siz Blackberry’nizde hâlâ alengirli yazılar mı yazıyorsunuz
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
Hafta içi Blackberry ile ilgili yaşanan gizlilik tartışması bir kez daha gösterdi ki. yazdığınız her e-postanın bir gün ortaya çıkacağını bileceksiniz. Ya ona göre yazacaksınız ya da hiç yazmayacaksınız
Bundan üç yıl önce... Amerikan siyasetinde blogger patlaması yaşandığı sırada... O blogger’ların en hızlılarından 22 yaşındaki Ezra Klein bir Google grubu kurdu: Journolist. Grup, sadece gazeteciler, gazetecilerden de sadece liberallerin alındığı bir yerdi. Üyeleri sadece Klein davet edebiliyordu. Yazılanlar kesinlikle gizliydi. Hatta grubun varlığından bile söz edilmemesi isteniyordu. İş büyüdü. New York Times yazarı Paul Krugman’dan New Yorker editörü Jeffrey Toobin’e kadar birçok ünlü kişi katıldı. Grup, 400 üyeli bir klana dönüştü. Ve Obama’nın ABD Başkanlığı’na yürüdüğü kampanya dönemi, 400 liberal gazeteci, kapısı penceresi sımsıkı kapalı sanal bir odada, kendi aralarında off-the-record stratejiler belirlemeye başladı. İşte Journolist medyada gitgide ezoterik bir efsaneye dönüşürken... Masonik listeye kimin üye olduğu, kimin neler yazdığı üzerine her yerde tevatürler üretilirken... Bir gün Washington’ın oyunbozanı Politico.com her şeyi faş etti. 2009 Mart’ında listeyi yazdı. Konuşulanlardan bahsetti. Ondan sonra da hikâyenin devamı çorap söküğü gibi geldi. Obama’ya destek için aralarında fikir alışverişi yapan editörler... Söyleşiye gittiği muhafazakâr politikacılar hakkında küfürler yazan muhabirler... Hükümete Cumhuriyetçi TV kanalı Fox’un lisansını iptal yetkisi isteyen akademisyenler... Sırlar dışarı sızdıkça mesele skandala dönüştü. İşinden istifa etmek zorunda kalanlar oldu. Ve en sonunda, Klein, geçen ay Journolist’i kapattığını açıkladı. Bu olayı şunun için anlatıyorum. Hafta içi Blackberry ile ilgili yaşanan gizlilik tartışması bir kez daha gösterdi. Kimin ne yazdığını göremeyen devletler Blackberry’nin üreticisine şantaj yapıyor. Üretici RIM özel yaşam havarisi gibi taviz vermem diyor. Ama sonra RIM’in server’larının bulunduğu Kanada ve İngiltere’de bu bilgilerin devletlerin erişimine açık olduğu ortaya çıkıyor. Bir de mahkeme kararıyla bilgilere ulaşan Amerikalıları ekleyin... O listedeki gazeteciler, dünyanın gidişini herkesten iyi okuyordu. Özel yaşam... Sır... Mahremiyet... Bütün bu kavramların teknolojiyle birlikte nasıl başka bir içeriğe kavuşacağını aslında herkesten iyi biliyordu. Ama yine de hiçbiri alengirli işlere karışmaktan vazgeçmedi. Buna artık alışacaksınız. Yazdığınız her e-postanın bir gün ortaya çıkacağını bileceksiniz. Ya ona göre yazacaksınız. Ya da hiç yazmayacaksınız. Bir yayıncı, Journolist’in arşivini getirene 100 bin dolar vaat etmiş. O 400 kişiden buna tevessül edecek biri bile çıkmaz mı zannediyorsunuz!..
Telefonlarınız dinlene dinlene politik doğrucu olacaksınız
Bunun iyi bir tarafı mı olabilir mi!.. Yani insanın yazdığı özel bir mektupta bile konuştuğu kişiyle baş başa kalamayacağını bilmesi... Her yazdığının başkaları tarafından okunacağının farkında olması işinin. Özel hayat kuralının hiçbir yanına sığmaz. Kabul!.. Ama sosyal psikologlara göre bugün teknolojinin ulaştığı nokta, toplumun tüm kesimlerine politik açıdan da bir doğruculuk dikte ediyor. Batı ülkeleri, politik doğruculuğun toplumsal bir baskıya dönüşmesini 70’lerde aştı. Öyle ki, bu işten çoktan sıkılıp politik yanlışçılığı bile bile yapılan bir söz sanatı haline getirdi. Ancak bu faslı yaşamayan... Politik yanlışçılığın bir mizah değil de, halen bir gaf, bir kabalık olarak kaldığı Türkiye gibi yerleri düşününce... Dinlenen telefonlar... Okunan e-postalar... Zıvanadan çıkmış, dedikodu ve boş tehdit denizinde yüzen epey bir insana iyi gelmiştir belki de... İnsanların ‘korku’dan eşleriyle konuşurken bile artık içselleştirdikleri bir politik doğruculuk yaşadıklarını düşünürseniz... En azından yetiştirecekleri çocuklar daha farklı olacaktır. Az bir şey değil!..
Biri yanılıyor ama kim
Newsweek Dergisini satın alan 92 yaşındaki ses düzeni imalatçısı Sidney Harman tek değil. · New York Daily News gazetesini satın alan emlakçı Mortimer Zuckerman var. · Onun The Atlantic dergisini devrettiği Wall Street danışmanı David Bradley var. · Geçen yıl The New Republic dergisinin patronu olan finans zengini Laurence Grafstein var. · New York Times’a para veren telefoncu Carlos Slim var. Sonuçta yazılı basın bitecek deniyor. Ama bu zenginlerin hepsi başka alanlarda kazandıkları paraları yine getirip yazılı basına yatırıyor. Arkasında ne var bilmiyorum. Gazeteciler yöneticilikten anlamaz, ben onlara nasıl para kazanılacağını göstererim kibri mi!.. Zaten zararları fazla değil, ömürümün son döneminde bari ben de yayıncı olmanın keyfini yaşayayım duygusu mu, anlamadım. Ancak kesin olan, birileri yanılıyor!.. Ya bu yayıncılığa giren zenginler... Ya da yazılı basın bitti diyenler...
Yaratıcılık felaket tanımaz
Politik yanlışçılığın meşruiyetine bir örnek. Tarihin en büyük çevre felaketlerinden biri yaşanıyor Amerika’da. Meksika Körfezi, BP yüzünden Petrol Körfezi olacaktı ama reklamcının derdi başka... Felaketle ilgili promosyonlar çıktı. Bir havayolu şirketi petrolün etkilediği plajlara uçarsanız 50 dolar indirim yapıyor. Bir spor salonu da özür dilemekten beyni uyuşmuş petrol şirketi çalışanlarına bir hafta ücretsiz deneme dönemi veriyor. Birkaç eleştiri geldi. Yanlış anladınız deyip devam ettiler. Reklamcı affetmiyor...